Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TIBI : English Turkish

n. Ahmed Tibi, İsrail parlamentosunun İsrailli Arap üyesi, Yasser Arafat'ın (PLO'nun lideri) danışmanı

TIBIA : English Turkish

n. kaval kemiği, incik kemiği

TIBIAL : English Turkish

adj. kaval kemiğine ait

TIBIALE : English Turkish

n. (Anatomi) incik/kaval kemiğine bağlı ayak bileği kemiği veya kıkırdağı

TIBIOTARSAL : English Turkish

adj. kuşların incik veya ayak bileği kemiği ile alakalı olan

TIBNINE : English Turkish

n. Lübnan'da bir köy

TIBOR MACHAN : English Turkish

n. (1939 doğumlu) Macar asıllı filozof ve klasik liberalizm ve libertaryanizm üzerine yayınlanmış kitapların yazarı, Chapman Üniversitesi'nde profesör

TIC : English Turkish

n. tik, istemsiz hareket

TICH : English Turkish

n. (İngiliz Argosu) minik insan, titch, ufaklık

TICHY : English Turkish

adj. (İngiliz Argosu) titchy, çok küçük, ufacık, mini minik

TICINO : English Turkish

n. Avrupa'da İsviçre'nin güneyinden ve İtalya'nın kuzeyinden geçerek güneye doğru Po Nehri'ne akan bir nehir; İsviçre'nin güneyinde İtalyanca konuşulan bir kanton

TICK : English Turkish

n. kene, saat sesi, saniye, tıkırtı, doğrulama işareti, kılıf, kot kumaş, kredi, veresiye

TICK : English Turkish

v. tıkırdamak, tık tık etmek, işaretlemek

TICK OFF : English Turkish

v. işaretlemek, azarlamak, paylamak

TICK OVER : English Turkish

olântide çalışmak, tıkırında gitmek

TICK TACK : English Turkish

saat sesi, işaretle bahisleri bildirme (at yarışı)

TICK TACK MAN : English Turkish

işaretle bahisleri bildiren adam (at yarışı)

TICK TOCK : English Turkish

n. tik tak

TICK-TACK-TOE : English Turkish

oyuncuların X ve O ları düz veya çapraz bir sıra üzerine getirmeye çalıştıkları kağıt üzerinde oynanan bir oyun

TICKED : English Turkish

adj. kızgın; sinirlenmiş

TICKER : English Turkish

n. saat, yürek, cesaret, borsa fiyatlarını şeride kaydeden aygıt

TICKER TAPE : English Turkish

n. renkli kâğıt şerit

TICKER TAPE PARADE : English Turkish

n. kâğıt şeritlerin havaya fırlatıldığı geçit

TICKERTAPE : English Turkish

n. renkli kağıt şerit, telegraf kaydetme aygıtının bastığı kağıt şeridi

TICKET : English Turkish

n. bilet, fiş, etiket, trafik cezası, parti programı, parti aday listesi, ehliyet (kaptan)