Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TRAMLINE : English Turkish

n. tramvay hattı

TRAMLINES : English Turkish

n. çiftler maçındaki saha çizgileri (tenis), temel ilkeler

TRAMMEL : English Turkish

n. engel, ayak bağı, bukağı, bir tür balık ağı, elipsograf

TRAMMEL : English Turkish

v. engellemek, güçleştirmek, tuzağa düşürmek

TRAMMER : English Turkish

n. birleşen kimse, birleştiren kimse, istikameti/yönü ayarlayan kimse

TRAMONTANA : English Turkish

n. poyraz, kuzey rüzgarı, kuzeyden esen rüzgar

TRAMONTANE : English Turkish

adj. dağların ardındaki, dağları aşıp gelen, yabancı

TRAMP : English Turkish

n. serseri, sokak serserisi, berduş, gezinme, ağır ayak sesi

TRAMP : English Turkish

v. sürtmek, serserice dolaşmak, ağır adımlarla yürümek, yaya gitmek, çiğnemek

TRAMP DOWN : English Turkish

kötü davranmak

TRAMP IT : English Turkish

v. yaya gitmek

TRAMPEDE : English Turkish

v. yürüyerek dolaşmak, rakip olmadığından kolayca galip gelmek, kolay kazanmak; hızlı adımlarala yürümek

TRAMPER : English Turkish

n. yürüyen kimse, ayağını sertçe vuran kimse, adım atan kimse, adımlayan kimse

TRAMPING : English Turkish

adj. derbeder

TRAMPLE : English Turkish

n. çiğneme, ezme sesi

TRAMPLE : English Turkish

v. çiğnemek, ezmek, ayaklar altına almak

TRAMPLE DOWN : English Turkish

çiğnemek, ezmek

TRAMPLE ON : English Turkish

üzerine basarak yürümek, üzerinde gezinmek

TRAMPLE ON OTHERS : English Turkish

diğerlerinin üzerine basarak yürümek, ölmüş bedenlerin üzerinde dolaşmak

TRAMPLE OUT : English Turkish

v. söndürmek

TRAMPLE OVER : English Turkish

üzerinde dolaşmak

TRAMPLE UNDER FOOT : English Turkish

v. ayaklar altında ezmek

TRAMPLE UNDERFOOT : English Turkish

ayağının altında çiğnemek, çiğnemek, basmak; bastırmak, ezmek

TRAMPLED ON HIM : English Turkish

onu çiğneyen, onu aşağılayan, onu küçümseyen, onu utandıran

TRAMPLER : English Turkish

n. yürüyen kimse, ayağını sertçe vuran kimse, adım atan kimse, adımlayan kimse