English Turkish
TRINE : English Turkish
adj. üç kat, üçlü, üç kere yapılan
TRINE : English Turkish
n. üçlü, üçlü takım, üç bölümlük şey
TRINIDAD : English Turkish
n. Antiller'de Venezüella yakınında bulunan ada, Trinidad ve Tobago cumhuriyetinin bir parçası
TRINIDAD AND TOBAGO : English Turkish
Trinidad ve Tobago'nun Karaip adalarından oluşan bağımsız devlet
TRINITARIAN : English Turkish
n. Teslis prensibine inanan kimse, Teslis tarikatı üyesi (1198)
TRINITARIAN : English Turkish
adj. Teslis prensibine ait
TRINITARIANISM : English Turkish
n. Kutsal Üçleme doktrini, Baba Oğul ve Kutsal Ruh'tan oluşan Tanrı'nın birliği inancı (Hristiyanlık)
TRINITRON : English Turkish
n. trinitron, bilgisayar/televizyon ekranında daha net görüntü sağlayan ve Sony tarafından geliştirilen teknoloji ("gölge maskesi" yerine dikey kablo setleri kullanan)
TRINITRON TUBE : English Turkish
trinitron tüpü, katot ışını tüpünün geliştirilmiş versiyonu, bilgisayar/televizyon ekranında daha net görüntü sağlayan ve Sony tarafından geliştirilen teknoloji ("gölge maskesi" yerine dikey kablo setleri kullanan)
TRINITROTOLUENE : English Turkish
n. trinitrotoluen
TRINITROTOLUOL : English Turkish
n. trinitrotoluen, TNT, askeri ve diğer uygulamalarda kullanılan patlayıcı (Kimya)
TRINITY : English Turkish
n. üçlü
TRINITY : English Turkish
n. teslis inancı, üçlü olma durumu; üçlü grup, üçlü
TRINITY TERM : English Turkish
yaz dönemi
TRINKET : English Turkish
n. biblo, incik boncuk, ıvır zıvır, değersiz süs
TRINKETS : English Turkish
n. pılı pırtı, ıvır zıvır
TRINOMIAL : English Turkish
adj. üç terimli, çok terimli
TRIO : English Turkish
n. triyo, üçlü
TRIODE : English Turkish
n. triyot, üç elektrotlu lâmba
TRIOLEIN : English Turkish
n. kimyasal bileşik, oleik asidin trigliseridi
TRIOLET : English Turkish
n. sekiz mısralı ve iki uyaklı kıta
TRIOXIDE : English Turkish
n. trioksit, üç oksijen atomu içeren oksit (Kimya)
TRIP : English Turkish
n. gezi, gezinti, seyahat, yolculuk, tökezleme, sürçme, çelme, sekme, hata, hafif ve hızlı yürüme, kastanyola, uyuşturucunun etkisinde olma, uçma (uyuşturucu ile)
TRIP : English Turkish
v. sekmek, tökezlemek, ayağı takılmak, sürçmek, hata yapmak, çelme takmak, düşürmek (birıni)
TRIP AROUND THE WORLD : English Turkish
dünyayı turlamak, tüm dünyayı dolaşmak, dünyanın bir ucundan diğer ucuna seyahat etmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani