Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TRIPLE DECKER SANDWICH : English Turkish

n. üç katlı sandviç

TRIPLE ENTENTE : English Turkish

üçlü itilaf, üçlü antant, I. Dünya Savaşı'nın başlangıcında Rusya Fransa ve İngiltere arasında oluşturulan müttefiklik (Üçlü Antatnt)

TRIPLE JUMP : English Turkish

üç adım atlama

TRIPLE POINT : English Turkish

n. (Fizik) altında üç safhanın/fazın (sıvı, katı, gaz) aynı anda var olduğu sıcaklık ve basınç

TRIPLE TIME : English Turkish

üçlü zaman, içerisinde ölçü başına üç vuruş bulunan müzik zamanı

TRIPLE-DIGIT : English Turkish

üç haneli, üç haneli sayı

TRIPLET : English Turkish

n. üçlü, üçüzlerden biri, triolet [müz.]

TRIPLEX : English Turkish

adj. üç katlı, üçlü

TRIPLEX GLASS : English Turkish

n. mikalı cam

TRIPLICATE : English Turkish

n. üç kopya, üçüncü nüsha, üçü de aynı şeyler

TRIPLICATE : English Turkish

v. üç kopyasını çıkarmak, üç kat yapmak

TRIPLICATE : English Turkish

adj. üç kopyalı, üç kat

TRIPLICATION : English Turkish

n. üç katına çıkarma eylemi; üç kopya hazırlama

TRIPLOBLASTIC : English Turkish

adj. bir embriyo olarak üç embriyonik doku katmanı içeren

TRIPLOID : English Turkish

adj. tek kromozomlu yapıdan üç kat fazla sayıda kromozomu olan (Biyoloji)

TRIPLY : English Turkish

adv. üçlü bir tarzda, üç kez

TRIPOD : English Turkish

n. sehpa, tripod, üç ayaklı sehpa

TRIPODAL : English Turkish

adj. tripoda benzer, üç ayaklıya benzer; üç ayağı olan

TRIPOLI : English Turkish

n. Trablus, Libya'nın başkenti; Tripolitanya, Afrika'nın kuzeyinde eski Berberi devleti; Lübnan'ın kuzeyinde liman

TRIPOLITAN WAR : English Turkish

tripolitan savaşı, ABD'nin Barbar bölgesinde korsanlıktan kendilerini korumak için ödeme yapmayı reddetmesi üzerine
1805 yılları arasında Barbar devletler ve ABD arasında yaşanan savaş

TRIPOLITANIA : English Turkish

n. Kuzey Afrika'da Libya'nın kuzeybatısında bulunan Trablus'u çevreleyen tarihi ve antik bölge

TRIPOS : English Turkish

n. cambridge üniversitesinde şeref payesi sınavı

TRIPP : English Turkish

n. bir soyadı; Linda Tripp, ABD Başkanı Bill Clinton'la ilişkisi hakkında Monica Lewinsky'nin itiraflarını gizlice kaydeden ve bu kasetleri Savcı'ya teslim eden kadın

TRIPPED HIM : English Turkish

onu düşüren, önüne bir tuzak yerleştiren, tökezlemesine sebep olan

TRIPPED UP : English Turkish

aşarısız, yanlış, kusurlu, hatalı, arızalı, bozuk