Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TRIUNE : English Turkish

adj. bir de üç olan

TRIVALENCE : English Turkish

n. (trivalent bağ, kovalent bağ gibi) üçlü bağa sahip olma durumu, Hidrojen atomunun göreceli bileşik oluşturma kapasitesinin üç katına sahip olma özelliği(Kimya)

TRIVALENCY : English Turkish

n. üçlü bağa sahip olma durumu, Hidrojen atomunun göreceli bileşik oluşturma kapasitesinin üç katına sahip olma özelliği (Kimya)

TRIVALENT : English Turkish

adj. üçlü bağa sahip olan, Hidrojen atomunun göreceli bileşik oluşturma kapasitesinin üç katına sahip olan (Kimya)

TRIVALVE : English Turkish

adj. üç valfli, üç valfi olan, üç kapakçığı olan

TRIVET : English Turkish

n. saç ayağı, ayaklı destek

TRIVIA : English Turkish

n. önemsiz şeyler

TRIVIAL : English Turkish

adj. küçük, değersiz, önemsiz, abes, saçma

TRIVIAL EXPRESSION : English Turkish

abes/saçma söz, önemsiz ifade, değersiz söz

TRIVIAL FILE TRANSFER PROTOCOL : English Turkish

küçük dosya transfer protokolü, dosya aktarımı için basit protokol, FTP'nin kullanıcının kimliğini kontrol etme kabiliyetine sahip olmayan basit versiyonu, TFTP

TRIVIAL QUESTION : English Turkish

önemsiz soru, marjinal problem, önemden yoksun soru/sorun, zevksiz/tatsız problem

TRIVIALISE : English Turkish

v. önemsizleştirmek, değersizleştirmek (ayrıca trivialize)

TRIVIALISM : English Turkish

n. önemden yoksun şey veya başlık, önemsiz/değersiz şey

TRIVIALITY : English Turkish

n. saçmalık, abeslik, önemsizlik, değersizlik

TRIVIALIZE : English Turkish

v. önemsizleştirmek, değersizleştirmek

TRIVIALLY : English Turkish

adv. önemsiz bir şekilde, değersiz bir tarzda, önem vermeden, değer vermeyen bir şekilde

TRIVIALNESS : English Turkish

n. ciddiye almama durumu, gamsızlık, ufak işlerle uğraşma, önemsizlik, değersizlik, anlamsızlık

TRIVIUM : English Turkish

n. (Orta Çağ esnasında) yedi liberal sanatın en düşük üç tanesi (gramer, retorik (belagat) ve mantık)

TRIWEEKLY : English Turkish

adj. üç haftada bir olan, üç haftada bir, üç haftalık

TROAT : English Turkish

n. geyik bağırması

TROAT : English Turkish

v. bağırmak (geyik)

TROCAR : English Turkish

n. karından veya vücut boşluğundan sıvıyı almak için kullanılan tıbbi enstrüman

TROCHAIC : English Turkish

adj. bir uzun ve bir kısa heceli ölçü

TROCHANTER : English Turkish

n. kalça kemiğindeki kasların bağlandığı yer olarak görev yapan çıkıntı (Anatomi, Zooloji); böceklerde uyluk ve kalçanın birleşim yeri arasında ikinci bacak segmenti (Entomoloji)

TROCHANTERIC : English Turkish

adj. kalça kemiğindeki kasların bağlandığı yer olarak görev yapan çıkıntı ile alakalı (Anatomi); böceklerde uyluk ve kalçanın birleşim yeri arasında ikinci bacak segmenti ile alakalı (Entomoloji)