Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

TWO-FACED : English Turkish

iki yüzlü; sadakatsiz, hain

TWO-FACEDLY : English Turkish

iki yüzlü bir şekilde davranacak şekilde, çelişkili/tutarsız bir tarzda

TWO-FOLD : English Turkish

adj. iki parçalı, iki parçadan oluşan, çift

TWO-FOLD : English Turkish

n. (Tiyatro) birlikte menteşe ile birbirine tutturulmuş olan düz iki levhadan oluşan sahne üstü dekor parçası

TWO-FOUR : English Turkish

n. (Kanada Argosu) 24 kutu bira veya şişe bira paketi

TWO-HANDED : English Turkish

adj. iki elle kontrol edilen

TWO-HUMPED CAMEL : English Turkish

çift hörgüçlü deve, sırtında iki hörgücü olan deve

TWO-LANE : English Turkish

adj. çift şeritli yol, aynı yönde iki şeridi olan yol

TWO-LIPPED : English Turkish

iki dudağı olan

TWO-MASTED VESSEL : English Turkish

çift direkli yelkenli, iki direği olan tekne

TWO-PARTY : English Turkish

iki parçalı, iki ana parçası olan

TWO-PENNY : English Turkish

ucuz, masrafsız, küçük bir değeri olan

TWO-PHASE : English Turkish

iki fazlı, iki ayrı halde bulunan (katı ve sıvı gibi)

TWO-PIECE : English Turkish

iki parçalı, iki parçadan oluşan

TWO-SHOT : English Turkish

n. iki kişi ile çekim yapan televizyon veya sinema kamerası

TWO-STEP PROCEDURE : English Turkish

n. (Tıp) iki basamaklı prosedür, iki ayrı ameliyatla göğüs ameliyatı ve cerrahi biopsi gerçekleştirilmesi

TWO-STORY : English Turkish

iki katlı, iki katı olan

TWO-STORY STRUCTURE : English Turkish

iki katlı yapı, iki katı olan bina

TWO-THIRDS MAJORITY : English Turkish

üçte iki çoğunluk, oyların en az üçte ikisinin çoğunluğu

TWO-TIME : English Turkish

ir kimseyi aldatmak; evlilik dışı bir ilişkisi olmak; sadakatsiz olmak

TWO-TIMING : English Turkish

adj. aldatan, sadakatsiz, güvenilmez

TWOCKER : English Turkish

n. araba çalan kimse

TWOCYCLE : English Turkish

adj. iki zamanlı

TWOFER : English Turkish

n. biri fiyatına iki tane, bir gösteri için indirimli fiyat sunan bilet (Tiyatro)

TWOFOLD : English Turkish

adv. iki katı, iki misli