Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

TWO HUNDRED : English Turkish

iki yüz

TWO IN DISTRESS MAKES SORROW LESS : English Turkish

üzüntü ve ızdırapta iki kişi olmak üzüntüyü azaltır, paylaşılan acı daha fazla teselli edicidir, paylaşılan acı daha fazla avutucudur, sefalet ortaklığı sever

TWO IN NUMBER : English Turkish

toplamda iki olan, çift olan

TWO LANE : English Turkish

adj. çift şeritli, iki şeritli

TWO LEGGED : English Turkish

iki bacaklı, iki bacağı olan

TWO MONTHS : English Turkish

iki ay, yaklaşık 60 günlük periyot, iki takvim ayı süresi

TWO OF A KIND : English Turkish

ir türün ikisi, aynı, özdeş, eşleşen, aynı tüyleri olan bir aradaki kuşlar

TWO OUT OF THREE : English Turkish

adj. üçte ikisi

TWO PEOPLE : English Turkish

n. iki kişi

TWO PIECE : English Turkish

döpiyes, bikini

TWO PIECE DRESS : English Turkish

n. döpiyes

TWO PIECE SUIT : English Turkish

iki parça bir takım

TWO PIECE SWIMMING SUIT : English Turkish

n. bikini

TWO PLY : English Turkish

iki katlı, çift katlı, katmerli

TWO POINTS : English Turkish

iki sayı, potaya yakın mesafeden atılan ve potaya giren basketbol şutu

TWO POSITION : English Turkish

iki konumlu, iki farklı pozisyonu olan

TWO PRONGED : English Turkish

adj. iki çatallı

TWO SEATER : English Turkish

iki koltuklu, oturmak için iki koltuğu olan

TWO SEATER KAYAK : English Turkish

n. iki kişilik kürek teknesi

TWO SIDED : English Turkish

çatal, iki yüzlü (kumaş)

TWO SPEED : English Turkish

adj. iki vitesli

TWO STAGE : English Turkish

iki aşamalı, iki safhalı, iki fazdan oluşan

TWO STORIED : English Turkish

iki katlı

TWO STORIES : English Turkish

iki katlı, iki kademeli, iki seviyeli; iki hikaye

TWO STROKE : English Turkish

adj. iki zamanlı [mot.]