Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TWINKLING OF THE STARS : English Turkish

yıldızların parıldaması, yıldızların titreşerek parıldaması, yıldızların parlaması

TWINNING : English Turkish

n. ikiz doğurma eylemi; birlik, birleşme; iki insanın birleşmesi eylemi; iki aynı veya özdeş objeyi birleştirme veya çiftleştirme; çift kristalli formasyon (Mineraloji)

TWINS : English Turkish

n. ikizler

TWINS : English Turkish

n. İkizler burcu [astr.], İkizler takımyıldızı [astr.]

TWINSET : English Turkish

n. birlikte giyilen hırka ve süveterin birleştirilmiş seti

TWIP : English Turkish

ir noktanın yirmide biri, matbaa endüstrisinde kullanılan ölçü birimi (bir inçin 1/1440'ına eşit)

TWIRL : English Turkish

n. fırıl fırıl dönüş, çevirme, kıvrım

TWIRL : English Turkish

v. fırıl fırıl döndürmek, döndürmek, burmak, çevirmek, fırıl fırıl dönmek

TWIRL ONE'S MUSTACHE : English Turkish

v. bıyığını burmak

TWIRLER : English Turkish

n. spin atan kimse veya şey, dönen şey; beyzbolda top atıcı (Beyzbol argosu)

TWIRP : English Turkish

n. ahmak, aptal, değersiz kimse, önemsiz insan (Argo)

TWIST : English Turkish

n. büklüm, dönme, burkma, bükülme, burkulma, kıvırma, bükme, çarpıtma, kıvrım, düğüm, yeni çözüm, eğilim (kötü), sarma sigara, ibrişim, ip, girdap, viraj, dönemeç, tvist (dans)

TWIST : English Turkish

v. bükmek, dolamak, kıvırmak, bükülmek, sarmak, burmak, burkmak, çarpıtmak, dönmek, kıvrılmak, kıvranmak, burkulmak, kıvrılarak akmak

TWIST ABOUT : English Turkish

v. kıvrılmak

TWIST BREAD : English Turkish

kıvır kıvır bükülmüş ekmek, bükülmüş veya kıvrılmış ekmek somunu

TWIST OF FATE : English Turkish

kaderinin dönmesi, talihinin değişmesi, beklenmedik bir şekilde mevcut gerçekliği değiştiren olaylar

TWIST ROUND ONE'S LITTLE FINGER : English Turkish

küçük parmağında oynatmak, bir kimseyi kontrol etmek, bir kimseye hakim olmak, ona hükmetmek

TWIST SMB. ROUND ONE'S FINGER : English Turkish

parmağında oynatmak

TWIST SMB.'S ARM : English Turkish

kolunu bükmek, zorlamak

TWIST SMB.'S TAIL : English Turkish

kuyruğuna basmak, rahatsız etmek, zararı dokunmak

TWIST SOMEONE ROUND ONE'S LITTLE FINGER : English Turkish

küçük parmağında oynatmak, bir kimseyi kontrol etmek, bir kimseye hakim olmak, ona hükmetmek

TWIST THE FACTS : English Turkish

v. gerçekleri çarpıtmak

TWISTABLE : English Turkish

adj. döndürülebilir, kıvrılabilir, bükülebilir, çevresinde döndürülebilir veya sarmal yapılabilir

TWISTED : English Turkish

adj. bükülmüş, burmalı, eğri büğrü, şaşkın, kıvrık, kıvrımlı, şaşırmış, çarpıtılmış, kargacık burgacık

TWISTED HIM ROUND HIS LITTLE FINGER : English Turkish

onu küçük parmağının çevresinde döndüren, onu serçe parmağında oynatan, onu kontrol eden, ona ne isterse yaptıran