Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
UNCANNILY : English Turkish

adv. anlaşılmaz bir şekilde, esrarengiz bir tarzda, acayip bir tarzda, izah edilemez bir biçimde; gizemli bir tarzda

UNCANNINESS : English Turkish

n. anlaşılmaz olma durumu, esrarengiz olma durumu, izah edilemez olma durumu, ürkütücülük, gariplik, esrarengizlik, gizemli olma durumu

UNCANNY : English Turkish

adj. anlaşılmaz, tekin olmayan, acayip, esrarengiz

UNCANVASSED : English Turkish

adj. gözden geçirilmemiş, kamuoyu araştırması yapılmamış, halkın nabzı tutulmamış, araştırılıp incelenmemiş

UNCAP : English Turkish

v. şapkasını çıkarmak, kapağını açmak

UNCAPITALISED : English Turkish

adj. sermayeleştirilmemiş, sermaye olarak kullanılmamış, çıkar sağlanmamış, büyük harfle yazılmamış (ayrıca uncapitalized)

UNCAPITALIZED : English Turkish

adj. sermayeleştirilmemiş, sermaye olarak kullanılmamış, çıkar sağlanmamış, büyük harfle yazılmamış (ayrıca uncapitalised)

UNCARED : English Turkish

adj. ilgi gösterilmemiş, önemsenmemiş, bakımsız, ihmal edilmiş, terkedilmiş, bırakılmış

UNCARED FOR : English Turkish

akımsız, ilgilenilmemiş, ihmal edilmiş

UNCARING : English Turkish

adj. yardımsever olmayan, önemsemeyen, sevmeyen, şefkat göstermeyen, duygusuz, kayıtsız, aldırışsız

UNCARPETED : English Turkish

adj. halısız veya kilimsiz, çıplak, sade, yalın

UNCASE : English Turkish

v. açmak, çıkarmak (kutudan)

UNCASHED : English Turkish

adj. bozdurulmamış, nakite çevrilmemiş (özellikle paraya çevrilmemiş bir çekin)

UNCASTRATED : English Turkish

adj. hadım edilmemiş, iğdiş edilmemiş, kısıtlanmamış, sansürlenmemiş

UNCATCHABLE : English Turkish

adj. yakalanamaz, tutulamaz; ele geçirilemez veya tutsak edilemez; kontrol altına alınamaz

UNCAUGHT : English Turkish

adj. yakalanmamış, tuzağa düşmemiş, ele geçmemiş, ele geçirilememiş

UNCAUTIONED : English Turkish

adj. uyarılmamış, ikaz edilmemiş

UNCEASING : English Turkish

adj. aralıksız, durmayan, devamlı, sürekli

UNCEASINGLY : English Turkish

adv. durmaksızın

UNCENSORED : English Turkish

adj. sansürlenmemiş

UNCENSURABLE : English Turkish

adj. eleştirilemez, kınanamaz; eleştiriyi hak etmeyen; suçlanamaz, suçlu olmayan, kusurlu olmayan

UNCENSURED : English Turkish

adj. suçlanmayan, tenkit edilmeyen

UNCEREMONIOUS : English Turkish

adj. teklifsiz, laubali, kaba

UNCEREMONIOUSITY : English Turkish

n. laubalilik

UNCEREMONIOUSLY : English Turkish

adv. törensiz bir şekilde, resmiyetsiz; gayrı resmi bir şekilde; nezaketsiz bir şekilde, kaba bir şekilde; birdenbire, aniden