English Turkish
UNCOMPROMISING : English Turkish
adj. uzlaşmaz, anlaşmaya yanaşmaz, inatçı, eğilmez, kesin
UNCOMPROMISINGLY : English Turkish
adv. ödünsüz bir şekilde, uzlaşmaz bir tarzda, kararlı bir şekilde, esnek olmayan bir tarzda, katı bir şekilde, inatçı bir şekilde
UNCONCEALABLE : English Turkish
adj. saklanamaz, gizlenemez
UNCONCEALED : English Turkish
adj. açık, aşikâr
UNCONCEIVABLE : English Turkish
adj. makul olmayan, akla uygun olmayan, düşünülemez, akıl almaz, anlaşılmaz, anlaması zor, kavranması zor, hayal etmesi zor; inanılmaz
UNCONCERN : English Turkish
n. ilgisizlik, kayıtsızlık, aldırmazlık, umursamazlık, kaygısızlık
UNCONCERNED : English Turkish
adj. ilgisiz, karışmamış, aldırışsız, umursamaz, kaygısız, endişesiz
UNCONCERNED WITH : English Turkish
alakalı olmayan, ilgili olmayan, endişeli olmayan, ilgilenmeyen
UNCONCERNEDLY : English Turkish
adv. endişesiz veya kaygısız, ilgisiz, aldırış etmeksizn
UNCONCERNEDNESS : English Turkish
n. ilgisizlik, aldırmazlık, umursamazlık, endişesizlik
UNCONCLUDED : English Turkish
adj. bitmemiş, sonuçlandırılmamış, tamamlanmamış
UNCONDEMNABLE : English Turkish
adj. kınanamaz, kınanmayı haketmeyen, suçlanamaz, kabahatli değil
UNCONDENSED : English Turkish
adj. yoğunlaştırılmamış, sıvılaştırılmamış; kısaltılmamış, özetlenmemiş
UNCONDITIONAL : English Turkish
adj. kayıtsız şartsız, koşulsuz, kayıtsız, mutlâk, şartsız
UNCONDITIONAL JUMP : English Turkish
şartsız şıçrama, her şartta uygulamanın sekansını bölmek için ona komuta eden bilgisayar komutu, şartlı olmayan bilgisayar komutu
UNCONDITIONAL LOVE : English Turkish
kayıtsız şartsız aşk/sevgi, hiçbirşeye dayanmayan sevgi/aşk, doğal ve gerçek aşk/sevgi, önşartsız sevgi
UNCONDITIONAL SURRENDER : English Turkish
katıtsız şartsız teslimiyet, tamamen bırakma, mutlak itaat, mutlak boyun eğme
UNCONDITIONALITY : English Turkish
n. şartsız olma durumu, koşullara bağlı olmama durumu, kısıtlamasız, tahditsiz, yasaksız
UNCONDITIONALLY : English Turkish
adv. kayıtsız şartsız, mutlâka
UNCONDITIONED : English Turkish
adj. koşulsuz, mutlâk, içgüdüsel, doğuştan olan, bütünlemeye kalmamış
UNCONDONED : English Turkish
adj. göz yumulmayan, affedilmeyen, bağışlanmayan, onaylanmamış, izin verilmemiş
UNCONFESSED : English Turkish
adj. itiraf edilmemiş, itiraf edilmeyen, kabul edilmemiş
UNCONFINED : English Turkish
adj. kuşatılmamış, sınırsız, serbest
UNCONFIRMED : English Turkish
adj. doğrulanmamış, onaylanmamış, teyidedilmemiş, kiliseye üye olmamış
UNCONFORMABLE : English Turkish
adj. uygun olmayan, uyumlu olmayan, uyuşmaz, bağdaşmaz, aykırı, tutarsız, tek düze olmayan; katmanları aralıklı, katmanları düzensiz (Jeoloji)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani