English Turkish
UNHONORED : English Turkish
adj. ödenmemiş (çek), şereflendirilmemiş
UNHONOURED : English Turkish
adj. ödenmemiş (çek), şereflendirilmemiş
UNHOOK : English Turkish
v. kancasını çıkarmak, kancadan çıkarmak, çengelini çıkarmak, kancadan kurtulmak
UNHOPED : English Turkish
adj. umulmadık, beklenmedik
UNHOPED FOR : English Turkish
umulmadık, beklenmedik
UNHOPEFUL : English Turkish
adj. ümitsiz, umutsuz, ümit vermeyen, hiç umudu olmayan
UNHORSE : English Turkish
v. attan düşürmek, atını almak
UNHOUSE : English Turkish
v. evden atmak, evsiz bırakmak
UNHOUSED : English Turkish
adj. evsiz, evi olmayan, barınaksız, korunaksız
UNHULLED : English Turkish
adj. kabuğu soyulmamış, kabuğu ayıklanmamış
UNHUMBLENESS : English Turkish
n. terbiyesizlik, utanmazlık, arsızlık, kibirlilik, kendini beğenme
UNHUMBLY : English Turkish
adv. terbiyesiz bir şekilde, kendini beğenmiş bir şekilde, kibirli bir şekilde, utanmaz bir şekilde
UNHUNG : English Turkish
adj. asılmamış (bir resim); henüz asılarak idam edilmemiş
UNHURRIED : English Turkish
adj. acelesiz, telaşsız
UNHURRIEDLY : English Turkish
adv. acele olmayan bir şekilde, alel acele olmayan bir tarzda, sakim bir şekilde, sakin bir yolla
UNHURT : English Turkish
adj. incinmemiş, yarasız, sağ salim
UNHUSKED : English Turkish
adj. kabuğundan çıkarılmış; kabuğundan çıkarılmamış
UNHYGIENIC : English Turkish
adj. hijenik olmayan
UNHYPHENATED : English Turkish
adj. tire ile ayrılmamış, tire ile bölünmemiş
UNI : English Turkish
pref. bir, tek
UNIA : English Turkish
irleşik zenci kalkınma birliği, Afrika kültürünü geliştirmek ve dünya genelinde Afrikalı insanlar arasında birliği artırmak amacıyla 1914'te Marcus Garvey tarafından kurulan örgüt
UNIAXIAL : English Turkish
adj. ekseni olmayan; yanlızca bir sapı olan ve dalları olmayan bir bitki olmakla ilgili (Botanik); yanlızca ana eksene paralel tek bir yönde sapma (Kristal)
UNIAXIALLY : English Turkish
adv. tek eksenli; tek bir dalsız sapla (Botanik); tek bir istikamete kırılma/sapma ile (Kristal)
UNIBASAL : English Turkish
adj. bir temeli olan, bir kökü olan
UNIBROW : English Turkish
n. tek kaş, kaşlar arasında tek bir kaş oluşturacak şekilde büyüyen tek aralıksız kaş
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani