Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
UNLIMITED : English Turkish

adj. sınırsız, kısıtlamasız, şartsız, sınırlanmamış

UNLIMITED ACCOUNT : English Turkish

sınırsız hesap, sınırsız kredisi olan banka hesabı

UNLIMITED AMOUNT : English Turkish

sınırsız miktar, sınırlandırılmamış miktar

UNLIMITED BUDGET : English Turkish

sınırsız bütçe, devasa miktarda para, para problemi olmayan

UNLIMITED COMPANY : English Turkish

kollektif şirket

UNLIMITED GUARANTEE : English Turkish

sınırsız garanti, önceden belirlenmiş sınırları olmayan garanti

UNLIMITED LIABILITY : English Turkish

sınırsız sorumluluk, tam yasal sorumluluk, tüm sorumluluk

UNLIMITED OSCILLATION : English Turkish

sınırsız salınım, genişlikteki periyodik değişim

UNLIMITEDLY : English Turkish

adv. sınırsız bir şekilde, kısıtlama olmaksızın, engelsiz; kısıtlanmamış bir şekilde

UNLIMITEDNESS : English Turkish

n. sınırsızlık

UNLINED : English Turkish

adj. astarsız, çizgisiz, kırışıksız

UNLINK : English Turkish

v. çözmek, halkalarını ayırmak, zincirini açmak

UNLINKED : English Turkish

adj. ilgisiz, alakasız, bağlı olmayan, ayrık, bağımsız

UNLINKED CHANNEL : English Turkish

ayrık kanal, bağlı olmayan kanal, endekse veya takas oranına bağlı olmayan yatırım kanalı

UNLINKED SHORT TERM BOND : English Turkish

endekse veya takas oranına bağlı olmayan kısa dönemli finansal bono

UNLIQUIDATED : English Turkish

adj. kapatılmamış, tasfiye edilmemiş

UNLIQUIDATED CLAIM : English Turkish

kapatılmamış talep, tanımlanmamış para miktarının ödeme talebei

UNLISTED : English Turkish

adj. listede geçmeyen, listeye yazılmamış, rehberde geçmeyen

UNLISTED NUMBER : English Turkish

kayıtlı olmayan numara, kaydedilmemiş numara, korumalı telefon numarası, telefon rehberinde gözükmeyen telefon numarası

UNLISTED PHONE NUMBER : English Turkish

kayıtlı olmayan telefon numarası, genel toplum tarafından ulaşılabilir olmayan telefon numarası, telefon rehberinde gözükmeyen telefon numarası

UNLIT : English Turkish

adj. ışıksız, karanlık, aydınlatılmamış

UNLIVABLE : English Turkish

adj. yaşanmaz, oturulmaz; dayanılmaz, katlanılmaz

UNLIVELY : English Turkish

adj. kuvvetsiz, zayıf, enerjik olmayan; mutsuz, sevinçli olmayan

UNLOAD : English Turkish

v. boşaltmak, satmak, elden çıkarmak, anlatmak, açılmak

UNLOADABLE : English Turkish

adj. yüklenemez, paketlenemez