English Turkish
UNSAYABLE : English Turkish
adj. söylenemez, söylenmesi imkânsız; söylenmesi zor (söylenmesi çoğunlukla tartışmalı veya kırıcı görüldüğü için)
UNSCALABLE : English Turkish
adj. tırmanılamaz
UNSCARRED : English Turkish
adj. yarasız, beresiz, izsiz
UNSCATHED : English Turkish
adj. yarasız, incinmemiş, zarar görmemiş, sağ salim
UNSCENTED : English Turkish
adj. kokusuz, kokusu olmayan
UNSCHEDULED : English Turkish
adj. plânlanmamış, programda olmayan
UNSCHOLARLY : English Turkish
adj. okumamış, bilgisiz
UNSCHOOLED : English Turkish
adj. okumamış, eğitilmemiş, doğal
UNSCIENTIFIC : English Turkish
adj. bilimsel olmayan
UNSCIENTIFICALLY : English Turkish
adv. bilimsel olmayan bir şekilde, metodolojik olmayan bir şekilde, yöntemsel olmayan bir şekilde, sistematik olmayan bir şekilde, bilimsel yöntem ilkelerine uymayan bir şekilde
UNSCOM : English Turkish
n. Birleşmiş Milletler özel komiteleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararına ait nükleerle ilgili olmayan hükümleri uygulamak ve nükleer bölgelerde Uluslararası Atom Enerji Kuruluşuna yardımcı olmak için atanmış özel grup
UNSCRAMBLE : English Turkish
v. çözmek, düzeltmek, deşifre etmek
UNSCRATCHED : English Turkish
adj. çiziksiz, zarar görmemiş, zararsız
UNSCREENED : English Turkish
adj. ekrana gelmemiş, ekrana getirilmemiş, gösterilmemiş (film); kontrol edilmemiş, incelenmemiş, elden geçmemiş, elenmemi; filtrelenmemiş, süzülmemiş; monitörde yer almamış
UNSCREW : English Turkish
v. vidalarını sökmek, vidaları çıkmak
UNSCRIPTED : English Turkish
adj. önceden yazılmamış, yazıdan okunmamış
UNSCRUPULOUS : English Turkish
adj. ahlaksız, vicdansız
UNSCRUPULOUSLY : English Turkish
adv. ahlaksızca, ahlak dışı bir şekilde, ahlak duygusunu göz önünde bulundurmadan, etik dışı bir şekilde, ilkesizce, ilkesiz bir biçimde
UNSCRUPULOUSNESS : English Turkish
n. ahlaksızlık, ahlak dışı olma durumu, ahlak duygusunu göz önünde bulundurmama durumu, etik dışılık, ilkesizlik
UNSEAL : English Turkish
v. mührünü açmak, açmak, açığa vurmak
UNSEALED : English Turkish
adj. mühürsüz, açılmış, açık, sonuçlandırılmamış
UNSEARCHABLE : English Turkish
adj. araştırılamaz, gizli
UNSEASONABLE : English Turkish
adj. mevsimsiz, yersiz, zamansız
UNSEASONABLENESS : English Turkish
n. mevsimsizlik, yanlış bir zamanda ortaya çıkma durumu, zamansızlık
UNSEASONABLY : English Turkish
adv. mevsimsizce, yanlış bir zamanda, zamansızca, zamansız bir şekilde
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani