Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
UNSEASONABLY WARM : English Turkish

mevsimsiz sıcaklık, mevsimsiz ılıklık, yılın belli bir zamanı için o zamandan daha sıcak olan

UNSEASONED : English Turkish

adj. baharatsız, çeşnisiz, fırınlanmamış (tahta), alışmamış, acemi

UNSEAT : English Turkish

v. binicisini düşürmek, sırtından atmak, koltuğundan etmek, yerinden etmek, görevden almak

UNSEATED : English Turkish

adj. görevden alınmış

UNSEAWORTHINESS : English Turkish

n. denize elverişsizlik, deniz trafiğine elverişsizlik, deniz seferine dayanıklı olmama

UNSEAWORTHY : English Turkish

adj. denize açılmaya elverişsiz

UNSECLUDED : English Turkish

adj. gözden uzak olmayan, ıssız olmayan, kuytuda olmayan, mahrem olmayan, izole edilmemiş

UNSECTIONED : English Turkish

adj. bölünmemiş, bölümlenmemiş, bölümlere ayrılmamış, tam, bütün

UNSECURED : English Turkish

adj. sağlam olmayan, teminâtsız, güvencesiz, güvensiz

UNSEDUCED : English Turkish

adj. tahrik olmamış, tahrike teslim olmamış, ayartılmamış, baştan çıkarılmamış, cazibeye teslim olmamış, ayartılmaya kanmamış

UNSEEDED : English Turkish

adj. dereceye giremeyen

UNSEEING : English Turkish

adj. kör, görmeyen, dikkatsiz

UNSEEINGLY : English Turkish

adv. görmeyerek, görmeden, görmez bir şekilde, kör bir şekilde; dikkatsizce

UNSEEMLINESS : English Turkish

n. uygunsuzluk, yakışmama

UNSEEMLY : English Turkish

adj. uygunsuz, yakışmayan, olmaz, yakışık almaz, münasebetsiz

UNSEEN : English Turkish

adj. görülmemiş, görünmeyen, gizli, ön çalışmasız

UNSEEN TRANSLATION : English Turkish

hazırlıksız yapılan çeviri

UNSEGMENTED : English Turkish

adj. bölünmemiş, bölümlenmemiş, bölümlere ayrılmamış, tam, bütün

UNSEGREGATED : English Turkish

adj. ayrılmamış, ayırt edilmemiş, parçalanmamış, bölünmemiş, bölümlenmemiş, bölümlere ayrılmamış

UNSELECT : English Turkish

v. seçimi kaldırmak, bir öğenin seçimini kaldırmak, bir öğeyi "seçmemek", seçilenler öğeler listesinden bir öğeyi kaldırmak (Bilgisayar)

UNSELECTIVE : English Turkish

adj. seçici olmayan; seçimli olmayan, seçmeli olmayan

UNSELFISH : English Turkish

adj. bencil olmayan, kendini düşünmeyen, özverili, özgecil, fedakâr

UNSELFISHLY : English Turkish

adv. cömertçe, özveriyle, bencilce olmayan bir şekilde

UNSELFISHNESS : English Turkish

n. kendini düşünmeme, fedakârlık, özveri

UNSENSATIONAL : English Turkish

adj. duygusal olmayan, heyecansız, sıkıcı