English Turkish
VALID AS OF : English Turkish
-e kadar güncel,
a kadar güncel,
e kadar kullanılabilir,
a kadar kullanılabilir
VALIDATE : English Turkish
v. geçerli yapmak, yasallaştırmak, onaylamak
VALIDATION : English Turkish
n. onaylama, tasdik
VALIDATOR : English Turkish
n. onaylayan, onaylayıcı, doğrulayan, doğrulayıcı, geçerli kılan, geçerli kılıcı, geçerli kılan kimse, yetki sağlayan kimse; bilet ve belge basan makine (Ulaşım Sektörü)
VALIDATORY : English Turkish
adj. onaylayan, onaylayıcı, doğrulayan, doğrulayıcı, geçerli kılan, geçerli kılıcı, bağlayıcı, yasal olarak bağlayıcı
VALIDITY : English Turkish
n. geçerlik, yasallık, sağlamlık, doğruluk, geçerlilik
VALIDLY : English Turkish
adv. geçerli bir şekilde, geçerli olarak; bağlayıcı bir biçimde
VALIDNESS : English Turkish
n. geçerlilik, geçerli olma durumu; yasallık, meşruiyet; doğruluk, esenlik, sağlamlık
VALINE : English Turkish
n. valin, bitki ve hayvan proteinlerinde bulunan aminoasit
VALISE : English Turkish
n. valiz, bavul
VALIUM : English Turkish
n. kasları gevşetmek için kullanılan bir yatıştırıcı markası
VALLATE : English Turkish
adj. kenarlı, kıyılı, sınırı olan, bir şeritle sınırlanmış
VALLECULA : English Turkish
n. çukurcuk, oluk, evlek, girinti, çöküntü (örneğin beynin küreleri arasındaki)
VALLETTA : English Turkish
n. Malta'nın başkenti; bir soyadı
VALLEY : English Turkish
n. vadi, çatı oluğu, dalgalar arasındaki çukur, dere
VALLEY LINE : English Turkish
vadi çizgisi, bir bölgenin en düşük alanları boyunca uzanan hayalî hat
VALLEY OF JEZREEL : English Turkish
Jezree Vadisi, Aşağı Celile'de bulunan vadi (İsrail)
VALLEY OF REHAVYA : English Turkish
Rehavya Vadisi, Kudüs'te vadiye yakın bulunan ve İsa peygamberin çarmıha gerilmesi için gerekli odunların sağlanmış olduğu bir bölge (Hıristiyan geleneğine göre)
VALLEY OF THE GIANTS : English Turkish
Devler Vadisi, Kudüs ve Beytüllahim arasındaki vadi (İsrail)
VALLEY OF THE SHADOW OF DEATH : English Turkish
ölüm gölgesi vadisi, ölüme giden pasaj, ölüm geçidi, çaresizlik, bir kişinin hayatının umutsuz yeri veya dönemi, cehennem
VALONIA : English Turkish
n. palamut [bot.]
VALONIA OAK : English Turkish
n. valonya meşesi, palamut ağacı [bot.]
VALOR : English Turkish
n. cesaret, yiğitlik, kahramanlık
VALOR MEDAL : English Turkish
cesaret madalyası, bir muharebe sırasında gösterilen kahramanca eylemden dolayı verilen unvan
VALORISATION : English Turkish
n. (Britanya İngilizcesi) kıymetlendirme, kıymetini arttırma, hükümet kanalları aracılığıyla belli bir malın değerinin yükseltilmesi ve korunması (valorization olarak da yazılır)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani