Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
VALORISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) kıymetlendirmek, kıymetini arttırmak, hükümet kanalları aracılığıyla belli bir malın değerini yükseltmek ve korumak (valorize olarak da yazılır)

VALORIZATION : English Turkish

n. fiyat saptama, değerlendirme, valorizasyon

VALORIZE : English Turkish

v. fiyatını saptamak

VALOROUS : English Turkish

adj. cesur, yürekli, yiğit

VALOROUSLY : English Turkish

adv. cesaretle, cesaretli bir şekilde, yüreklice, yürekli bir şekilde

VALOUR : English Turkish

n. cesaret, kahramanlık, yüreklilik

VALPARAISO : English Turkish

n. Şili'de bir liman; Florida'da (ABD) bir kasaba; İndiana'da (ABD) bir şehir; İndiana'da (ABD) bir üniversite

VALPOLICELLA : English Turkish

n. kuzey İtalya'da yapılan sek kırmızı şarap

VALSE : English Turkish

v. vals müziğiyle dans etmek

VALSE : English Turkish

n. waltz, vals, üç çeyrek ritimli bir salon dansı; vals müziği

VALUABLE : English Turkish

adj. değerli, kıymetli, faydalı

VALUABLE POSSESSIONS : English Turkish

değerli varlıklar, yüksek kıymette olan varlıklar, bir kişinin sahip olduğu değerli şeyler

VALUABLENESS : English Turkish

n. değerlilik, kıymetlilik, fiyatlılık, değer büyüklüğü, kıymet oranı

VALUABLES : English Turkish

n. değerli eşyalar, mücevherler

VALUABLY : English Turkish

adv. değerlice, değerli bir şekilde, kıymetlice, kıymetli bir şekilde, büyük bir değerle; kullanışlıca, kullanışlı bir şekilde, işe yarar bir şekilde, kârlıca, kârlı bir şekilde

VALUATE : English Turkish

v. tahmin etmek, fiyat biçmek, değer biçmek, paha biçmek

VALUATION : English Turkish

n. değerleme, değer biçme, değerlendirme, değer

VALUATIONAL : English Turkish

adj. değer biçmeye dönük, paha biçmekle ilgili

VALUATIVE : English Turkish

adj. değer biçen bir şekilde, paha biçen bir şekilde

VALUATOR : English Turkish

n. değerlemeci, bilirkişi, değer biçen kimse

VALUE : English Turkish

n. değer, kıymet, önem, gerçek anlam, ton

VALUE : English Turkish

v. değer biçmek, paha biçmek, keşide etmek, değer vermek, değerini bilmek, önem vermek

VALUE ADDED : English Turkish

katma değer, kiralanan bir işçinin ürettiği ticari bir malın çıplak değeriyle bu değere işçinin ücretinin eklendiği değer arasındaki fark; parasal olmayan uzun dönem kârı

VALUE ADDED RESELLER : English Turkish

değer katan yeniden satıcı, varolan bir ürünü geliştiren ve kendi markası altında satan şirket, VAR

VALUE ADDED TAX : English Turkish

değer katkı vergisi