English Turkish
VARIOUS ASPECTS : English Turkish
çeşitli boyutlar, çeşitli yönler, çeşitli taraflar, çeşitli bakış açıları, farklı boyutlar, farklı yönler, farklı taraflar, farklı bakış açıları, değişik boyutlar, değişik yönler, değişik taraflar, değişik bakış açıları
VARIOUS REASONS : English Turkish
çeşitli sebepler, çeşitli açıklamalar, farklı sebepler, farklı açıklamalar, değişik sebepler, değişik açıklamalar
VARIOUS THINGS : English Turkish
n. öteberi
VARIOUSLY : English Turkish
adv. farklı olarak, farklı bir şekilde, farklıca, çeşitli olarak, çeşitli bir şekilde, çeşitlice, değişik olarak, değişik bir şekilde, değişik yollarla, değişik yöntemlerle
VARIOUSNESS : English Turkish
n. çeşitlilik, farklılık, değişiklik; farklı sınıflı olma durumu, farklı türlü olmak durumu
VARIX : English Turkish
n. varis
VARLET : English Turkish
n. uşak, herif, çapkın
VARMINT : English Turkish
n. itoğluit, zararlı böcek, hergele, serseri
VARNA : English Turkish
n. Hindu toplumunda bir Kast grubu
VARNISH : English Turkish
n. vernik, cila, emaye, dış görünüş, yapmacık kibarlık
VARNISH : English Turkish
v. verniklemek, sırlamak, cilalamak
VARNISH FACTS : English Turkish
olayları abartmak, olayları süslemek, olaylara abartı katmak, olaylara gerçek olmayan bilgi eklemek
VARNISH OVER : English Turkish
verniklemek
VARNISHER : English Turkish
n. cilacı, vernikçi, şellakçı, cilalayan kimse, cila yapan kimse, vernikleyen kimse, vernik yapan kimse, şellak ile kaplayan kimse
VARSITY : English Turkish
n. üniversite, üniversite takımı
VARSITY TEAM : English Turkish
n. üniversite takımı
VARUS : English Turkish
adj. kemik çarpıklığı, kemik ve eklem çarpıklığı, kemiğin vücudun olmadık bir yerinden anormal bir şekilde dışarı doğru dönmesi özellikli (özellikle diz veya ayakta)
VARY : English Turkish
v. değiştirmek, çeşitlemek, başkalaşmak, değişmek, değişime uğramak, farklı olmak
VARYING : English Turkish
adj. değişken, değişen, farklılaşan, çeşitlenen; değiştiren, farklılaştıran, çeşitlendiren
VARYING CIRCUMSTANCES : English Turkish
değişken durumlar, değişen durumlar, farklılaşan durumlar, durağanlıkta değişiklik
VARYINGLY : English Turkish
adv. farklı olarak, farklıca; değişken bir şekilde, değişen bir şekilde, farklılaşan bir şekilde
VAS : English Turkish
n. vaz, kanal, vücut sıvısının içinde dolaştığı kanal (Anatomi)
VAS DEFERENS : English Turkish
sperm kanalı, sperma kanalı, testislerden idrar yoluna sperm taşıyan kanal
VASAL : English Turkish
adj. vasal, kanal ile ilgili, damarsal, damar ile ilgili
VASCO DA-GAMA : English Turkish
(c
1524) Portekiz'den Hindistan'a giden deniz rotasını bulan Portekizli kaşif
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani