English Turkish
VERBAL VIOLENCE : English Turkish
sözlü şiddet, sözle uygulanan şiddet, fiziksel olarak değil ama kelimelerle gösterilen şiddet
VERBALISATION : English Turkish
n. kelimelerle ifade etme, sözleştirme, sözelleştirme, sözle ifade etme, kelimelerle anlatma eylemi (verbalization olarak da yazılır)
VERBALISE : English Turkish
v. (Britanya İngilizcesi) kelimelerle ifade etmek, sözleştirmek, sözelleştirmek, sözle ifade etmek, kelimelerle anlatmak (özellikle ağız yoluyla); fazlasıyla konuşkan olmak, geveze olmak, ağız kalabalığı etmek; (Gramer) bir kelimeyi fiile dönüştürmek, bir kelimeyi eylemleştirmek (verbalize olarak da yazılır)
VERBALISM : English Turkish
n. anlatım, söz, sözlere fazla dikkat etme, laf kalabalığı
VERBALIST : English Turkish
n. sözcüklere önem veren kimse, lafebesi
VERBALIZATION : English Turkish
n. kelimelerle ifade etme, sözleştirme, sözelleştirme, sözle ifade etme, kelimelerle anlatma eylemi (özellikle ağız yoluyla); (Gramer) bir kelimeyi fiile dönüştürme, bir kelimeyi eylemleştirme
VERBALIZE : English Turkish
v. sözle ifade etmek, fiile çevirmek, sözlü ifade edilmek
VERBALLY : English Turkish
adv. sözlü olarak, sözle, kelimesi kelimesine
VERBATIM : English Turkish
adj. sözlü, kelimesi kelimesine yapılmış
VERBATIM : English Turkish
n. kelimesi kelimesine anlatım
VERBATIM : English Turkish
adv. harfi harfine, kelimesi kelimesine
VERBENA : English Turkish
n. verbena, mine, mine çiçeği, beş yapraklı çiçekleri ve bazı türlerinin yapraklarından elde edilen limon parfümlü yağı için yetiştirilen bitki veya bitkiler
VERBIAGE : English Turkish
n. laf kalabalığı, şişirme
VERBICIDE : English Turkish
n. kelimenin anlamını yok etme, kelimenin anlamını yok eden kimse
VERBLESS : English Turkish
adj. fiilsiz, eylemsiz, yüklemsiz, fiili olmayan, eylemi olmayan, yüklemi olmayan
VERBOLATRY : English Turkish
n. harflere tapma, kelimelere tapınma
VERBOMANIA : English Turkish
n. abartılı ve manasız konuşma, anormal konuşkanlık
VERBOSE : English Turkish
adj. gereksiz sözlerle dolu, ağzı kalabalık, lâfebesi
VERBOSELY : English Turkish
adv. laf kalabalığıyla, gereksiz bir şekilde, laf salatası yaparak, konuşkan bir şekilde
VERBOSENESS : English Turkish
n. gevezelik, gereksizlik, fazla konuşkanlık, gereksiz konuşkanlık durumu
VERBOSITY : English Turkish
n. lâf salatası, laf kalabalığı
VERBOTEN : English Turkish
adj. (Almancadan) yasak, kanunen yasaklanmış; izin verilmeyen, izinsiz, yasaklanmış, yasaklı
VERBUM SAP : English Turkish
(Latince) "a word to the wise (akıllıya bir kelime yeter)", anlayana sivrisinek saz, akıllı bir kişiye tek ipucu yeter; daha fazlasına gerek yok, bu kadarı yeter
VERCELLI : English Turkish
n. Vercelli vilayeti, Piedmont'ta (İtalya) bir vilayet
VERDANCY : English Turkish
n. yeşillik, tazelik, acemilik, deneyimsizlik, toyluk
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani