English Turkish
VERDANT : English Turkish
adj. yeşil, toy, tecrübesiz
VERDANTLY : English Turkish
adv. acemice, tecrübesizce
VERDE : English Turkish
n. Verde Burnu, Cape Verde (Yeşil Burun), Afrika'nın batı kıyılarında Senegal'in batısında bulunan bir adalar grubundan oluşan ülke
VERDERER : English Turkish
n. ormancı, orman kontrolcüsü, orman bekçisi, ormanı bekleyen görevli, ormanlık alanı kontrol eden görevli (Ortaçağ İngiltere'si)
VERDERERSHIP : English Turkish
n. ormancının bürosu, orman kontrolcüsü bürosu, orman bekçisi ofisi, ormanı bekleyen görevlinin çalışma bürosu, ormanlık alanı kontrol eden görevlinin ofisi (Ortaçağ İngiltere'si)
VERDEROR : English Turkish
n. ormancı, orman kontrolcüsü, orman bekçisi, ormanı bekleyen görevli, ormanlık alanı kontrol eden görevli (Ortaçağ İngiltere'si)
VERDI : English Turkish
n. bir soyadı; Giuseppe Verdi (
1901), İtalyan besteci
VERDICT : English Turkish
n. yargı, hüküm, juri kararı, karar, fikir
VERDIGRIS : English Turkish
n. bakır asetat, bakır pası
VERDURE : English Turkish
n. yeşillik, tazelik, otlar, çayır
VERED : English Turkish
n. bir bayan ismi (İbranice)
VERED-YERIHO : English Turkish
Eriha Vadisi'nde komünel yerleşke
VERGE : English Turkish
n. sınır, eşik, kenar, piskopos asası, daire, sütun gövdesi
VERGE : English Turkish
v. sınırında olmak, eşiğinde olmak, çalmak (renk), yaklaşmak, meyletmek
VERGE INTO : English Turkish
v. çalmak (renk)
VERGE ON : English Turkish
çalmak (renk), meyletmek, sınırında olmak
VERGER : English Turkish
n. zangoç
VERGIL : English Turkish
n. bir erkek ismi
Virgil, Publius Vergilius Maro (
19 B.C.), epik "Aeneid" i yazan antik Roma şairi
VERGILIUS : English Turkish
n. bir erkek adı (Latince)
VERGLASS : English Turkish
n. ince buz kaplaması
VERIDICAL : English Turkish
adj. doğru sözlü, gerçeğe uygun
VERIEST : English Turkish
adj. son derece, en küçük, en çok
VERIFIABILITY : English Turkish
n. doğrulanabilirlik, doğrulanabilme, teyit edilebilirlik, teyit edilebilme, bir şeyin doğrulanabilme derecesi
VERIFIABLE : English Turkish
adj. kanıtlanabilir, doğrulanabilir
VERIFIABLENESS : English Turkish
n. doğrulanabilirlik, doğrulanabilme durumu, teyit edilebilirlik, teyit edilebilme durumu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani