Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
VERIFIABLY : English Turkish

adv. doğrulanabilir bir şekilde, teyit edilebilir bir şekilde

VERIFICATION : English Turkish

n. doğrulama, soruşturma, tahkik, tetkik

VERIFICATORY : English Turkish

adj. doğrulanabilir, teyit edilebilir

VERIFIED : English Turkish

adj. doğrulanmış, teyit edilmiş, doğruluğu ispatlanmış, kanıtlanmış

VERIFIED INFORMATION : English Turkish

doğrulanmış bilgi, teyit edilmiş bilgi, doğruluğu ve ispatı bilinen veri

VERIFIER : English Turkish

n. doğrulayıcı, teyit edici, doğrulayan kimse veya şey

VERIFY : English Turkish

v. doğrulamak, kanıtlamak, soruşturmak, onaylamak, gerçekleştirmek

VERILY : English Turkish

adv. gerçekte, doğrusu, aslında

VERISIMILITUDE : English Turkish

n. gerçeğe benzeme, olasılık, ihtimal

VERISM : English Turkish

n. edebiyat ve sanatta gerçeklik ve doğrunun düzgün bir şekilde temsil edilmesi gerektiği inancı (böylece bayağılık ve/veya müstehcenliğin kullanımını meşrulaştırır)

VERITABLE : English Turkish

adj. gerçek, hakiki

VERITABLY : English Turkish

adv. gerçekten, hakikaten, hakiki bir şekilde, aslında; esasen, esas olarak

VERITAS : English Turkish

n. (Latince) "Truth {Gerçek}", gerçeklik Tanrıçası ve Satürn'ün kızı (Roma Mitolojisi); tüm Romalıların sahip olması gereken ana özelliklerden biri olarak sayılan doğruluğun bozulmamışlığına verilen ad

VERITE : English Turkish

n. gerçek, hakikat, doğruluk (Fransızca)

VERITY : English Turkish

n. gerçek, doğruluk, gerçeklik, doğru ifade

VERJUICE : English Turkish

n. ham meyve suyu, koruk suyu, mayhoşluk, ekşilik

VERMEER : English Turkish

n. Jan Vermeer (
1675), Hollandalı ressam; bir soyadı

VERMEIL : English Turkish

n. yakut, lâl, yaldızlı gümüş, yaldızlı pirinç

VERMEIL : English Turkish

adj. yakut kırmızısı, alev kırmızısı

VERMICELLI : English Turkish

n. tel şehriye, erişte

VERMICIDAL : English Turkish

adj. vermisidal, kurtçuk öldürme, solucan öldürme

VERMICIDE : English Turkish

n. solucan ilacı

VERMICULAR : English Turkish

adj. vermiküler, kurtçuklarla ilgili, kurtçuklara özgü, solucanlarla ilgili, solucanlara özgü; kurtçuk şeklinde veya kurtçuk izleri şeklinde olan; kurtçuğumsu, kurtçuğa benzeyen, solucana benzeyen, solucanımsı

VERMICULATE : English Turkish

adj. vermikülit, kurtçuklarla ilgili, kurtçuklara özgü, solucanlarla ilgili, solucanlara özgü; kurtçuk şeklinde veya kurtçuk izleri şeklinde olan; kurtçuğumsu, kurtçuğa benzeyen, solucana benzeyen, solucanımsı

VERMICULATED : English Turkish

adj. solucan gibi, solucanlı, kurtlu, delik deşik