Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
VESICULAR : English Turkish

adj. kabarcıklı, kabarcık gibi, kese gibi

VESICULATE : English Turkish

adj. kabarcıklı, kabartılı; kabarcıklarla kaplı, keseciklerle kaplı

VESICULATE : English Turkish

v. kabarcıklandırmak, kabarcıklı hale getirmek; kabarcıklı şekil vermek, kesecikli şekil vermek

VESICULATION : English Turkish

n. keseciklerin biçimlendirilmesi, kabarcıkların biçimlendirilmesi; keseciklerin açılması, kabarcıkların açılması

VESPASIAN : English Turkish

n. Titus Flavius, Yahudiler'in ikinci Tapınağı'nı yıkan Roma imparatoru

VESPER : English Turkish

n. akşamyıldızı [astr.], venüs

VESPER : English Turkish

n. akşam (şiir)

VESPER BELL : English Turkish

akşam duası çanı

VESPERAL : English Turkish

n. akşam duası kitabı; sunak örtüsü

VESPERAL : English Turkish

adj. akşam duasıyla ilgili, akşam duasına özgü, akşam ibadetiyle ilgili, akşam ibadetine özgü

VESPERS : English Turkish

n. akğam duası, akşam duası, akşam duası vakti

VESPERTINE : English Turkish

adj. akşam, akşam yapılan, akşam açan, akşam çıkan

VESPIARY : English Turkish

n. yabanarısı yuvası, eşekarısı yuvası

VESPINE : English Turkish

adj. eşekarısı, yabanarısı

VESPUCCI : English Turkish

n. Amerigo Vespucci (
1512), onuruna Amerika'ya ismi verilen İtalyan denizci ve kaşif

VESSEL : English Turkish

n. kap, tas, damar, kanal, alet, tekne, gemi

VEST : English Turkish

n. iç gömleği, fanila, yelek

VEST : English Turkish

v. yetki vermek, hak vermek, cüppe giydirmek, cüppe giymek, haczetmek [amer.], el koymak [amer.], hak olarak geçmek

VEST POCKET : English Turkish

cep, minyatür

VEST POCKET CAMERA : English Turkish

cep fotoğraf makinesi

VEST WITH : English Turkish

v. yetki vermek, yetkili kılmak

VESTA : English Turkish

n. ocak tanrıçası [mit.], Vesta [mit.]

VESTA MATCH : English Turkish

n. şamalı kibrit

VESTAL : English Turkish

n. vesta rahibesi, rahibe

VESTAL : English Turkish

adj. namuslu, vesta ile ilgili