Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

VERY BEAUTIFUL GIRL : English Turkish

n. çok güzel kız

VERY BIG : English Turkish

adj. çok büyük, koskocaman

VERY BIG GRIN : English Turkish

çok büyük sırıtış, çok büyük gülme

VERY BRIEFLY : English Turkish

çok kısaca, çok özet bir şekilde, çok özetle, çok kısa bir biçimde söyleme

VERY BUSY : English Turkish

çok meşgul, çok yoğun, aşırı meşgul, aşırı meşgul, yapacak çok işi olması

VERY CAUTIOUS : English Turkish

çok dikkatli, çok tekin, çok ihtiyatlı, çok tedbirli

VERY CLEAN : English Turkish

adj. pırıl pırıl, tertemiz

VERY CLEAR : English Turkish

adj. apaçık

VERY CLEVER : English Turkish

adj. şeytan gibi

VERY CLOSE : English Turkish

çok yakın, oldukça yakınında, duygusal veya fiziksel olarak oldukça yakın

VERY COLD : English Turkish

adj. buz gibi, çok soğuk

VERY CONCEITED : English Turkish

adj. burnu havada

VERY CURIOUS : English Turkish

çok garip, çok tuhaf, çok sıra dışı; çok meraklı, öğrenmek isteyen, bilmek isteyen

VERY DRUNK : English Turkish

adj. dut gibi

VERY DRY : English Turkish

çok kuru, kurak, yavan, çok sıcak

VERY EASILY : English Turkish

çok kolayca, çok zahmetsiz bir şekilde, çok az zorlukla, kolaylıkla

VERY FAST : English Turkish

çok hızlı

VERY FAT : English Turkish

çok kilolu, çok kalın, çok geniş, çok obez; çok yağlı, oldukça yağ içeren, çok yağlı olan

VERY FEW : English Turkish

çok az, oldukça az, oldukça az sayıda

VERY FINE : English Turkish

adj. incecik

VERY FREQUENTLY : English Turkish

çok sıklıkla, oldukça sıklıkla, oldukça sık aralıklarla

VERY FUNNY : English Turkish

adj. çok komik

VERY GOOD : English Turkish

çok iyi, çok güzel

VERY HARD : English Turkish

çok zor, oldukça zor; var gücüyle, son gücüyle, olabildiğince güçlü bir şekilde

VERY HIGH FREQUENCY : English Turkish

çok yüksek frekans,
300 megahertz aralığındaki radyo frekansı