English Turkish
VERTICAL INTEGRATION : English Turkish
dikey birleşme, dikey bütünleşme, dikey entegrasyon, aynı yelpazede üretim ve pazarlama faaliyetleri olan şirketlerin bu yelpazede daha alan kontrolü yapabilmek amacıyla birleşmeleri
VERTICAL LINE : English Turkish
dikey hat, düşey hat, dikey çizgi, düşey çizgi, dik bir şekilde çizilen hat
VERTICAL MERGER : English Turkish
(Ekonomi) dikey birleşme, dikey buluşma, bir bileşen tedarikçisi şirketin bu bileşeni ürünlerinde kullanan başka bir şirketle birleşmesi (örneğin: bilgisayar imalatçısı bir şirketin mikroçip imalatçısı bir şirketi satın alması)
VERTICAL MOTION : English Turkish
dikey hareket, düşey hareket, aşağı-yukarı hareket, yukarı ve aşağı doğrultudaki hareket
VERTICAL SECTION : English Turkish
dikey kesit, düşey kesit, boyuna parça
VERTICAL SPEED INDICATOR : English Turkish
dikey hız göstergesi, düşey hız göstergesi, hareket halindeki bir nesnenin hızını ölçmek için kullanılan gereç
VERTICAL STABILIZER : English Turkish
n. dikey stabilizatör, düşey stabilizatör, uçağın kuyruk takımında bulunan dengeleyici
VERTICAL STEP : English Turkish
dikey adım, dikine adım, dümdüz aşağı ve yukarı doğru yapılan hareket veya atılan adım
VERTICAL TAKE OFF : English Turkish
n. dikine havalanma
VERTICALITY : English Turkish
n. dikeylik, düşeylik, dikeysellik, düşeysellik, dikey olmak durumu, dik olma durumu; dümdüz aşağı ve yukarı yönlü olma durumu
VERTICALLY : English Turkish
adv. dikine
VERTICALLY OPPOSITE ANGLES : English Turkish
dik karşıt açılar, düşey açılar, dikey açılar, iki hattın kesişmesiyle oluşan iki zır ve birbirine eşit açı
VERTICALLY-CHALLENGED : English Turkish
kısa, kısa boylu, uzun olmayan, uzun boylu olmayan
VERTICALNESS : English Turkish
n. dikeylik, düşeylik, dikey veya düşey olma durumu
VERTICIL : English Turkish
n. dairesel, helezonlu, halka şeklinde olan, parçaların merkez çevresindeki dairesel bir şekilde dizilişi (ağaç gövdesi etrafındaki yapraklar gibi)
VERTICILLATE : English Turkish
adj. vertisilat, halka şeklinde, halka dizilişli, halkalı bir şekilde dizilmiş yapraklar veya çiçekler grubu (Botanik)
VERTIGINOUS : English Turkish
adj. başı dönen, baş döndürücü, sersemletici
VERTIGINOUSLY : English Turkish
adv. baş döndürücü bir şekilde, baş döndürerek, dönen bir şekilde; değişerek, değişken bir şekilde
VERTIGO : English Turkish
n. baş dönmesi
VERTU : English Turkish
n. güzel sanat, güzel sanatlar sevgisi, güzel sanat eserleri
VERVAIN : English Turkish
n. mine çiçeği
VERVE : English Turkish
n. şevk, canlılık, enerji
VERY : English Turkish
adj. tam, bile, sırf, salt, mutlâk, çok, gerçek, aynı, özel
VERY : English Turkish
adv. tam, çok, pek, en
VERY BAD : English Turkish
çok kötü, berbat, aşırı kötü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani