Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
VESTAL VIRGIN : English Turkish

ocak tanrıçasının emrindeki bakire

VESTED : English Turkish

adj. kazanılmış (hak), hak kazanılmış olan

VESTED INTEREST : English Turkish

kazanılmış hak

VESTED INTERESTS : English Turkish

kazanılmış haklar, çıkar çevreleri, çıkarı olanlar

VESTED RIGHT : English Turkish

kazanılmış hak

VESTEE : English Turkish

n. gömleğin ön kısmı biçiminde düzenlenmiş olan ve ceket veya hırka altına giyilen dekoratif giysi, önlük, göğüslük

VESTIARY : English Turkish

n. giyinme odası, kilise giyinme odası

VESTIARY : English Turkish

adj. elbiselerle ilgili

VESTIBULAR : English Turkish

adj. vestibüler, koridorla ilgili, koridora özgül, giriş kısmıyla ilgili, giriş kısmına özgü

VESTIBULE : English Turkish

n. dehliz, geçit, giriş, antre, vagonlar arası geçit

VESTIBULE SCHOOL : English Turkish

çırak okulu

VESTIGE : English Turkish

n. iz, eser, zerre, dumura uğrayan organın kalıntısı

VESTIGIAL : English Turkish

adj. izi olan, kalan, artakalan

VESTIGIALLY : English Turkish

adv. geri kalan bir şekilde, arta kalan bir şekilde, artan bir şekilde, artık bir şekilde

VESTIGIUM : English Turkish

n. iz, eser, kalıntı, işaret, artan yapı, geriye kalan şekil (Anatomi)

VESTING : English Turkish

n. giyme, giydirme, hak verme, yetki verme, haciz [amer.]

VESTING ORDER : English Turkish

n. haciz emri

VESTITURE : English Turkish

n. örtü, giysi, giydirme, bir şeyi kaplayan şey, bir şeyi kapatan şey; manto (kürkten)

VESTLIKE : English Turkish

adj. yeleğimsi, yeleğe benzeyen, yelek gibi

VESTMANNAEYJAR : English Turkish

n. İzlanda'nın güney kıyıları açıklarında 15 küçük İzlanda adalar grubu; adaların esas kasabası

VESTMENT : English Turkish

n. resmi elbise, papaz elbisesi, cüppe, kisve

VESTRY : English Turkish

n. giyinme odası, kilise giyinme odası

VESTRYMAN : English Turkish

n. kilise komisyonu üyesi, kilise komitesi üyesi

VESTURE : English Turkish

n. giysi, kıyafet

VESTURE : English Turkish

v. giydirmek