English Turkish
WALLABY : English Turkish
n. valabi, küçük kanguru
WALLACE : English Turkish
n. bir soyadı; bir erkek ismi; Alfred Russel Wallace (
1913), İngiliz doğa bilimci, evrim teorisini geliştiren kişi (Charles Darwin'den bağımsız olarak); George Wallace (
1998) Alabama (ABD) valisi
WALLACE IRWIN : English Turkish
n. (
1959) ABD'li mizahçı ve gazeteci
WALLACH : English Turkish
n. bir soyadı; Eli Wallach (1915 doğumlu), ABD asıllı aktör
WALLACHIA : English Turkish
n. Avrupa'nın güneydoğusunda eski prenslik (1859'da Romanya'yı oluşturmak üzere Moldovya ile birleşen)
WALLAH : English Turkish
n. kişi, kimse
WALLAROO : English Turkish
n. ana Avustralya karasının yüksek dağlık bölgelerinde bulunan büyük bir kanguru türü
WALLBOARD : English Turkish
n. duvar panosu, duvar levhası, alçıpan, alçı panel, genellikle iki parça kalın karton arasına sıkıştırılan ve inşaatçılıkta iç duvarlar ile tavanları kaplamada kullanılan alçıpan
WALLED : English Turkish
adj. duvarlı, duvarlanmış, duvarla kaplı, duvarla çevrili, surlu, surla çevrili; çitli, çitle çevrili, kapalı, kapatılmış, etrafı çevrili
WALLED CITY : English Turkish
n. sur içi şehir, etrafı duvarlarla kaplı şehir
WALLED TOWN : English Turkish
sur içi kasaba, etrafı duvarlarla çevrilerek diğer kasabalardan ayrılmış şehir veya kasaba
WALLENBERG : English Turkish
n. bir soyadı; Raul Wallenberg (
1947), Soykırım esnasında bir çok Macar Yahudisi'nin hayatını kurtaran İsveçli diplomat ve işadamı
WALLER : English Turkish
n. bir soyadı; Augustus Volney Waller (
1870), kopmuş sinir liflerinin dejenerasyonunu ilk kez tanımlayan İngiliz fizyolog (Wallerian dejenerasyonu)
WALLERIAN : English Turkish
adj. Wallervari, İngiliz fizyolog Dr. Augustus Volney Waller'in veya Waller ile ilgili, Waller'e özgü, Dr. Augustus Volney Waller tarafından açıklandığı gibi
WALLERIAN DEGENERATION : English Turkish
n. Wallerian dejenerasyonu, (Tıp) onu besleyen merkezlerinden kopan sinir liflerindeki dejenerasyon
WALLET : English Turkish
n. cüzdan, portföy, dağarcık
WALLEYE : English Turkish
n. akçıl gözlü balık, Kuzey Amerika'da levrek familyasından büyük gözlü bir balık türü; gözün irisi çevresinde beyazımsı bir halka olması veya açık renkli gözlü olma durumu; şaşılık, dış şaşılık, gözlerin veya bir gözün dışa doğru dönmesi (Gözbilimi)
WALLEYED : English Turkish
adj. şaşı, şaşılık hastası, dış şaşılık hastası, gözleri veya bir gözü dışa doğru olan kimse (Gözbilimi); şaşılık nedeniyle göz akı büyümüş olan; gözünün irisi çevresinde beyazımsı bir halka olan veya açık renkli gözlü olan; çıkıntılı gözleri olan, dışa doğru fırlak gözleri olan (balık gözü gibi)
WALLFLOWER : English Turkish
n. sarı şebboy, dansa kaldırılmayan kız
WALLIN : English Turkish
n. (Argo) duvar lama, sosyal bir toplanma sırasında bir duvara karşı uzanarak dayanarak veya yaslanarak yapılan hareket
WALLIS AND FUTUNA ISLANDS : English Turkish
Wallis ve Futuna Adaları, Pasifik Okyanusu'nun güneybatısında Wallis ve Futuna adlı iki ada grubundan oluşan Fransız bölgesi
WALLOON : English Turkish
n. Valon, Valon dili
WALLOP : English Turkish
n. dayak, sert darbe, heyecan
WALLOP : English Turkish
v. dövmek, çok kötü dövmek, sert vurmak, mahvetmek, yenmek, bata çıka yürümek, fokurdamak
WALLOPER : English Turkish
n. açık ara galip gelen; çok aşırı darbe vuran; büyük yalan, kocaman yalan; polis memuru (Argo)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani