Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WAND : English Turkish

n. asa, çubuk, sihirbaz değneği, orkestra şefinin çubuğu

WANDA : English Turkish

n. bir bayan ismi

WANDER : English Turkish

n. sayıklama

WANDER : English Turkish

v. gezmek, dolaşmak, gezinmek, yolunu şaşırmak, kaybolmak, dalıp gitmek, sapmak, uzaklaşmak, sayıklamak, abuk sabuk konuşmak, kıvrıla kıvrıla gitmek

WANDER ABOUT : English Turkish

v. başıboş dolaşmak, boş boş dolaşmak, gezinmek

WANDER ABOUT THE WORLD : English Turkish

dünyayı dolaşmak, bir yerinden bir yerine dünyayı dolaşmak, amaçsız bir şekilde dünyayı gezmek

WANDER AWAY : English Turkish

v. uzaklaşmak

WANDER AWAY FROM THE SUBJECT : English Turkish

v. konudan sapmak, konudan uzaklaşmak

WANDER IDLY : English Turkish

v. sürtmek

WANDER IN : English Turkish

v. içeriyi dolaşmak, gezmek

WANDER OFF : English Turkish

sapmak, uzaklaşmak

WANDERED AIMLESSLY : English Turkish

amaçsızca dolaştı, hedefsiz ve amaçsız bir şekilde dolaştı, bir şey yapmadan dolaştı, bir şey yapmadı

WANDERED FAR : English Turkish

uzaklara gitti, uzun bir mesafe gitti, uzunca mesafe kat etti, uzaklara yürüdü, uzunca bir yol yürüdü

WANDERER : English Turkish

n. avare, göçebe, gezgin, gezginci

WANDERFUL AFFAIR : English Turkish

n. harika bir şey

WANDERING : English Turkish

n. gezginlik, gezinme, amaçsızca dolaşma, daldan dala konma, dalgınlık, sayıklama

WANDERING : English Turkish

adj. amaçsızca dolaşan, avare, başıboş dolaşan, dalgın, göçebe, serseri, sayıklayan, sürüngen (bitki)

WANDERING ALBATROSS : English Turkish

n. gezginci albatros

WANDERING BULLET : English Turkish

n. serseri kurşun

WANDERING JEW : English Turkish

amaçsızca dolaşan Yahudi, Hz. İsa'nın çarmıha gerildiği gün Hz. İsa'ya vurduğu için sonsuza kadar dolaşmaya mahkum olan bir ortaçağ efsanesi karakteri; sarmaşık türünden veya tırmanıcı bitkilerin herhangi biri

WANDERING KIDNEY : English Turkish

yüzen ve gezen böbrek, böbreklerden birinin (seyrek de olsa ikisinin) belli bir yöne hareket ettirilebildiği durum

WANDERING MINSTREL : English Turkish

n. ozan, aşık

WANDERINGLY : English Turkish

adv. gezinerek, gezgin bir şekilde, bir yerden başkasına amaçsızca hareket eder şekilde, serseri bir biçimde, dalgınca

WANDERINGS : English Turkish

n. gezintiler, gezmeler, aylaklıklar, dolaşmalar

WANDERLUST : English Turkish

n. yolculuk tutkusu