Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WANDERS AROUND : English Turkish

amaçsızca dolaşır, hiçbir şey yapmaz, amaçsız bir şekilde gezinir, aylakça gezer

WANDOO : English Turkish

n. bir tür okaliptüs

WANE : English Turkish

n. azalma, eksilme, zayıflama, kerestedeki kusur

WANE : English Turkish

v. küçülmek, azalmak, solmak, batmak, sonuna yaklaşmak

WANGLE : English Turkish

n. hileyle koparma, sızdırma, hile karıştırma

WANGLE : English Turkish

v. dolaylı yoldan sağlamak, hile ile yapmak, kitabına uydurmak, hileye başvurmak, caymak, vazgeçmek

WANGLE LEAVE : English Turkish

v. izin koparmak

WANGLE OUT OF : English Turkish

v. caymak, vazgeçmek

WANGLE SMB. INTO DOING SMTH : English Turkish

v. oyuna getirip yaptırmak

WANGLE SMTH. OUT OF SMB : English Turkish

v. hile ile koparmak, hileyle koparmak

WANGLER : English Turkish

n. hilekar, üçkâğıtçı, oyunbaz

WANING : English Turkish

adj. azalma, azalan, küçülme, küçülen, kaybolan, kaybolma, kaybolmakta olan, batan, batmakta olan (Ay uydusu); düşme, düşen, azalma, azalan; çekilme, çekilen, batan, batma, batmakta olan; sonuna yaklaşma, sonuna yaklaşan (hayat, dönem vs'nin)

WANK : English Turkish

n. masturbasyon yapmak, otuzbir çekmek, kendi kendini tatmin etmek

WANKEL : English Turkish

n. bir soyadı; Felix Wankel (
1988), "Wankel motoru" diye bilinen dönel devimli motoru icat eden Alman mühendis

WANKEL ENGINE : English Turkish

n. Wankel motoru, Felix Wankel tarafından icat edilen içten yanmalı dönel devimli hiçbir pistonu bulunmayan motor

WANKER : English Turkish

n. serseri, ahmak, işe yaramaz, aptal kimse, dallama, puşt, denyo, hıyar, götveren, otuz birci (Britanya Argosu)

WANLY : English Turkish

adv. cansızca, cansız bir şekilde, soluk bir benizle, halsizce, zayıf ve yorgun bir şekilde

WANNA : English Turkish

v.
mek istemek,
mak istemek,
yı arzulamak (Gayriresmî)

WANNABE : English Turkish

n. "want-to-be (taklitçi)", özenti, özenen kimse, taklitçi, başkasını taklit eden kimse, başka biri gibi giyinen ve hareket eden kimse

WANNESS : English Turkish

n. solgunluk, yorgun olma durumu, solgun ve çelimsiz bakış (hastalık veya açlıktan dolayı); yorgunluk veya umutsuzluk görünümü; ışıksızlık, parlak olmama durumu

WANSBECK : English Turkish

n. Northumberland'ın (İngiltere) güneydoğusunda bir bölge; Northumberland'da Morpeth'ten (İngiltere) geçen ve Kuzey Denizi'ne dökülen nehir

WANT : English Turkish

n. ihtiyaç, arzu, gereksinim, lüzum, gereksinme, yokluk, fakirlik, istek

WANT : English Turkish

v. istemek, arzulamak, talep etmek, arzu etmek, yoksun olmak, ihtiyacı olmak, gerektirmek, eksik olmak

WANT AD : English Turkish

iş ilanı, küçük ilan

WANT BACK : English Turkish

v. geri istemek