Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WATER SEAL : English Turkish

su perdesi, su mührü, tıkaç su, kötü kokuları engellemek amacıyla boruyu kapatan su

WATER SERVICE : English Turkish

su servisi, su hizmeti, su şebekesinden veya su kuyusundan bir binaya su sağlama

WATER SKI : English Turkish

n. su kayağı

WATER SKIER : English Turkish

su kayakçısı, su kayağı yapan kimse, su yüzeyinde motorlu bir botla çekilerek kayak yapan kimse

WATER SKIING : English Turkish

su kayağı, sörfçünün çok hızlı bir botla su yüzeyinde çekilerek kaydırılması

WATER SKIN : English Turkish

kırba, su taşımak için kullanılan deriden çanta, deri matara, deriden yapılmış matara

WATER SKIS : English Turkish

su kayağı aracı, sörfçünün ayaklarına iliştirilerek çok hızlı bir botla su yüzeyinde çekilerek kaydırıldığı pano

WATER SNAKE : English Turkish

suyılanı, suda yaşayan yılan, hidra

WATER SOFTENER : English Turkish

n. su yumuşatıcısı, suyun sertliğini gidermek için su sistemine bağlanan cihaz; suyun sertliğini gideren madde, suyu yumuşatan madde

WATER SOLUBLE : English Turkish

adj. suda erir, suda çözülür

WATER SOURCES : English Turkish

su kaynakları, suyun çıktığı yerler (yer altı suyu, yerüstü su kolları gibi)

WATER SPORTS : English Turkish

n. su sporları

WATER SUPPLY : English Turkish

su kaynağı, su rezervi

WATER SYSTEM : English Turkish

su sistemi, sulama sistemi su tesisatı, su tedariki sistemi

WATER TABLE : English Turkish

saçak, su tabakası

WATER TANK : English Turkish

su tankı, su deposu, su depolanan büyük konteyner

WATER TAP : English Turkish

n. musluk, su musluğu, su vanası, bir borudan akan suyun akışını kontrol etmeye yarayan gereç

WATER THE GARDEN : English Turkish

ahçeyi sulamak, bahçedeki bitkilere su vermek

WATER TOWER : English Turkish

su kulesi, su deposu, bütün bir bölgeye su sağlayan depo

WATER TREATMENT : English Turkish

su işleme, su arıtma, su hazırlama, su ıslahı, içme suyunda bulunan tehlikeli kimyasalların yok edilmesi

WATER TURTLE : English Turkish

su kaplumbağası, su tosbağası, tatlı suda yaşayan ve sert bir kabuğu olan bir sürüngen

WATER UNDER THE BRIDGE : English Turkish

köprünün altından çok sular geçti, zamanla çok şey değişti, geçmişte olanlar unutuldu, üzerinden çok zaman geçti

WATER VAPOR : English Turkish

su buharı, gaz halindeki su, buhar halindeki su

WATER VOLE : English Turkish

su sıçanı

WATER WHEEL : English Turkish

dolap