Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WATERFOG : English Turkish

n. nemli sis

WATERFOWL : English Turkish

n. su kuşu

WATERFRONT : English Turkish

n. su kenarında arsa, denize yakın arsa, liman bölgesi

WATERGATE : English Turkish

n. 1972 yılında ABD Başkanı Nixon'ın hükümetinin de karıştığı siyasi skandal

WATERGATE : English Turkish

n. su kapağı, set, su seti, bent kapağı, su bendi, savak; suya geçiş veren kapı

WATERINESS : English Turkish

n. sululuk, sulu olma durumu, suyumsuluk, suya benzeme durumu, su özelliğinde olma durumu

WATERING : English Turkish

n. sulama, su serpme veya suya doyurma; içme suyu verme işi, su verme (özellikle hayvanlara); parıltılı veya dalgalı kumaş (özellikle ipek)

WATERING : English Turkish

adj. sulama, su verme, su sağlama; tedavi edici pınar sularıyla ilgili, bu sulara özgü

WATERING CAN : English Turkish

su kovası, sulama kovası, su tenekesi, su kutusu

WATERLESS : English Turkish

adj. çorak, susuz

WATERLEVEL : English Turkish

n. su kotu, su seviyesi, çukur veya U şeklindeki bir tüp aracılığıyla suyun yüzeyini göstererek su seviyesini ölçen su ölçüm aleti; su yüksekliği, bir suyun seviyesinin belirleme; su hattı, su çizgisi

WATERLINE : English Turkish

n. su hattı, filigran

WATERLOG : English Turkish

v. ıslatmak, su ile doldurmak, sulamak, suya batırmak

WATERLOGGED : English Turkish

adj. su dolu, su emmiş

WATERLOO : English Turkish

n. Waterloo, Prusya ve İngiliz güçlerince 1815 yılında Napolyon'un son yenilgisine sahne olan Belçika'nın merkezinde bir kasaba; Ontario'nun (Kanada) güneydoğusunda bir şehir; Iowa'nın (ABD) kuzeydoğusunda bir şehir; feci veya kesin yenilgi

WATERLOO : English Turkish

n. kati yenilgi, kesin mağlubiyet, son mağlubiyet

WATERMAN : English Turkish

n. su perisi, kayıkçı, kürekçi

WATERMANSHIP : English Turkish

n. kayıkçılık, suculuk, kayık kullanma işi, kayıkçının yaptığı işi

WATERMARK : English Turkish

n. filigran, su seviyesi çizgisi

WATERMARK : English Turkish

v. filigran yapmak

WATERMARKED : English Turkish

adj. su işaretli, su işareti olan, su ile işaretlenmiş olan; soğuk damgalı, ışığa tutulduğunda görülebilen soğuk damgası olan (kâğıtlarda)

WATERMARKING : English Turkish

n. su ile işaretleme, su işaret koymak, soğuk damgalama

WATERMELON : English Turkish

n. karpuz

WATERMELON PATCH : English Turkish

karpuz tarlası, karpuz yetiştirilen yer

WATERMELON SEEDS : English Turkish

karpuz tohumları, karpuz çekirdekleri, karpuzdan elde edilen ve yenilebilir de olan küçük siyah tohum veya çekirdek