English Turkish
WATERMILL : English Turkish
n. su değirmeni, su ile çalışan değirmen
WATERPARK : English Turkish
n. su parkı, su ile ilgili faaliyet ve oyunları konu alan eğlence parkı (su kaydırağı, su alanı vs gibi)
WATERPOWER : English Turkish
n. su gücü, su kuvveti, su enerjisi, akan veya dökülen sudan elde edilen enerjisi (makineleri kullanmak için kullanılır), su türbini gücü, su çarkı enerjisi
WATERPROOF : English Turkish
n. su geçirmez kumaş, yağmurluk
WATERPROOF : English Turkish
v. su geçirmez yapmak
WATERPROOF : English Turkish
adj. su geçirmez, su sızdırmaz
WATERPROOFER : English Turkish
n. bir materyali suya dayanıklı hale getiren kimse veya aygıt
WATERS OF FORGETFULNESS : English Turkish
suyun itme veya zorlama kuvvetine karşı koyma ancak onu tamamen durdurmama gücüne sahip olma durumu
WATERSCAPE : English Turkish
n. deniz manzarası
WATERSHED : English Turkish
n. nehir havzaları arası set, sınır, önemli olay, dönüm noktası
WATERSIDE : English Turkish
n. deniz kenarı, deniz kıyısı, kıyı, sahil
WATERSIDE : English Turkish
adj. sahilde olan
WATERSKIING : English Turkish
n. su kayağı yapma, bir sürat botuyla çekilerek su yüzeyinde süzülme faaliyeti yapma
WATERSLIDE : English Turkish
n. su kaydırağı, kısmen su ile dolu bir kaydırak üzerinde kayılarak yapılan eğlence türü
WATERSPORT : English Turkish
n. su sporu, su içinde veya su üzerinde yapılmak üzere tasarlanmış spor faaliyeti
WATERSPOUT : English Turkish
n. sağanak, şiddetli ve ani yağmur, deniz hortumu
WATERTIGHT : English Turkish
adj. su geçirmez, su sızdırmaz, çok sıkı, göz açtırmayan, hata kabul etmez, su götürmez
WATERTIGHT COMPARTMENT : English Turkish
su geçirmez kompartıman, su geçirmez bölme, suyun girişine izin vermeyecek şekilde kapatılmış gemi bölmesi
WATERTIGHT PLAN : English Turkish
sıkı plan, sızdırmaz plan, kanıtlanmış plan, test edilmiş plan
WATERTIGHTNESS : English Turkish
n. sıkılık, su geçirmezlik, suya karşı dirençli olma durumu, su geçirmeme durumu
WATERWAY : English Turkish
n. su yolu, su kanalı, akarsu yolu; su üstü taşımacılık yapılabilecek su kaynağı (nehir, kaynak vs)
WATERWHEEL : English Turkish
n. su çarkı, su dolabı, su akışıyla dönerek enerji üreten çark
WATERWINGS : English Turkish
n. su kanatları, yüzme kanarları, yüzücünün kolları etrafına sarılı ve hava dolu yüzme desteği, yüzen kişinin kollarına bağlanan şişkin destek kanatları
WATERWORKS : English Turkish
n. su şebekesi, su oyunları, gözyaşı, yağmur
WATERY : English Turkish
adj. su ile ilgili, su dolu, sulu, sulak, sırsıklam, ıslak, yaşlı, yağmur yağacak gibi, su gibi, tatsız, yavan, soluk, sudan, sıkıcı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani