English Turkish
WEEKEND : English Turkish
n. hafta sonu
WEEKEND : English Turkish
v. hafta sonunu geçirmek
WEEKEND PAPERS : English Turkish
hafta sonu gazeteleri, Cuma günleri basılan gazeteler, hafta sonunda okunan gazeteler
WEEKENDER : English Turkish
n. hafta sonu tatile giden kimse, hafta sonunu tatilcisi
WEEKLONG : English Turkish
adj. hafta boyu, hafta uzunluğunda, bir hafta süren, bütün bir hafta devam eden
WEEKLY : English Turkish
n. haftalık dergi, haftalık gazete
WEEKLY : English Turkish
adj. haftalık, haftada bir olan
WEEKLY : English Turkish
adv. haftada bir, her hafta
WEEKLY HOUR : English Turkish
haftalık çalışma saatleri, bir haftanın çalışılan saatler, haftalık ders saatleri, bir haftanın ders işlenen saatleri
WEEKLY INTEREST : English Turkish
haftalık faiz, yedi günlük zaman için hesaplanan faiz oranı
WEEKLY MAGAZINE : English Turkish
haftalık magazin, bir televizyon programının adı
WEEKLY NEWSPAPER : English Turkish
newspaper that is published once a week
WEEKLY PASS : English Turkish
n. haftalık bilet
WEEKLY PAY : English Turkish
haftalık ödeme, haftalık ücret, her hafta ödenen ücret, haftalık olarak verilen ücret
WEEKLY REVIEW : English Turkish
haftalık gözden geçirme, haftaya bakış, bir hafta içinde gerçekleşen olayların irdelenmesi
WEEKLY SUPPLEMENT : English Turkish
haftalık ilave, her hafta eklenen şey, haftalık olarak ilave edilen şey
WEEKLY WASH : English Turkish
haftalık yıkama, haftanın kirlilerin yıkandığı özel günü
WEEN : English Turkish
v. sanmak, düşünmek, farz etmek; ummak, amaçlamak, ümit etmek, beklemek (Eski Kullanıma)
WEENIE : English Turkish
n. sosis, bir tür baharatlı sosis; penis, erkeklik organı (Argo); budala, ahmak, salak, serseri, dışlanmış, sevilmeyen kimse (Argo); bir tartışma grubunda hevesli ve tecrübesiz kullanıcı (İnternet); belirli bir alanda uzman olan kimse (Bilgisayar Programlama); yeni oyucu, kolayca yenilebilen oyuncu (İnternet üzerinden oynanan Quake World oyununda)
WEENY : English Turkish
adj. minicik, minnacık, mini mini, ufacık
WEEP : English Turkish
n. ağlama, gözyaşı dökme
WEEP : English Turkish
v. iltihap akıtmak, ağlamak, gözyaşı dökmek, damlamak, sızmak, akıtmak, özsu akıtmak
WEEP BITTERLY : English Turkish
acı acı ağlamak
WEEP ON SAD FATE : English Turkish
kötü kadere ağlamak, alın yazısına ağlamak
WEEP ONESELF TO SLEEP : English Turkish
v. ağlaya ağlaya uyuyakalmak, ağlayarak uykuya dalmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani