English Turkish
WELL WISHERS : English Turkish
n. sempatizanlar, hayranlar
WELL WORN : English Turkish
eskimiş, paralanmış, klişeleşmiş, basmakalıp
WELL, I DECLARE : English Turkish
interj. öyle mi, sahi mi, ya, deme
WELL, I'M JIGGERED : English Turkish
interj. olur şey değil, arap olayım
WELL, THEN : English Turkish
interj. öyleyse
WELL-ADVANCED : English Turkish
iyi ilerlemiş, çok mesafe kat etmiş, çok gelişmiş, büyük gelişme göstermiş
WELL-ADVISED : English Turkish
iyi tavsiye almış, iyi öğütlenmiş
WELL-BALANCED : English Turkish
dengeli, iyi dengelenmiş, dengeye getirilmiş, dengesi sağlanmış
WELL-BALANCED DIET : English Turkish
dengeli diyet, iyi dengelenmiş rejim, besinsel olan menü, düzgün yeme biçimi
WELL-BASED : English Turkish
iyi temelli, sağlam temelli, güvenli bir temeli olan
WELL-BEHAVED : English Turkish
iyi davranışlı, düzgün davranan, nazik, kibar
WELL-BORN : English Turkish
adj. soylu, asil, kibar, varlıklı bir ailede doğan, aristokrat bir ailede doğan
WELL-CHOSEN : English Turkish
adj. iyi seçilmiş, dikkatlice seçilmiş, özenle seçilmiş
WELL-CONDITIONED : English Turkish
iyi durumda, uygun, yaraşır, yakışır, yakışık
WELL-COOKED : English Turkish
iyi pişmiş, iyi hazırlanmış, düzgün hazırlanmış yemek, layıkıyla pişirilmiş yemek
WELL-DEFINED : English Turkish
iyi açıklanmış, iyi belirtilmiş, düzgünce belirlenmiş
WELL-DRESSED : English Turkish
iyi giyinmiş, yakışır bir şekilde giyinmiş, süslü ve/veya sıcak bir şekilde giyinmiş
WELL-EARNED REST : English Turkish
hakkıyla kazanılmış mola, büyük bir çabadan sonraki rahatlama dönemi, fırtınadan sonraki dinginlik
WELL-FED : English Turkish
iyi beslenmiş, şişman, kilolu, dolgun, tombul
WELL-GROWN : English Turkish
iyi gelişmiş, iyi geliştirilmiş, bayındır
WELL-HUNG : English Turkish
iyi asılmış, iyi tutturulmuş, iyi yapıştırılmış (duvar kâğıdı, resimler vs gibi); büyük cinsel organa sahip olma (Argo)
WELL-KNOWN AUTHOR : English Turkish
iyi tanınan yazar, ünlü yazar, iyi bilinen yazar, tanınmış yazar
WELL-LIKED : English Turkish
popüler, tanınmış, tanınan, sevilen, kabul edilen
WELL-MADE : English Turkish
adj. iyi hazırlanmış, layıkıyla yapılmış, yüksek kalitede yapılmış, iyi bir şekilde imal edilmiş
WELL-MATCHED : English Turkish
adj. uyumlu, birbirine uyan, birbirine yakışan, denk, iyi denkleştirilmiş, yaraşır
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani