Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WELL-MEANING : English Turkish

adj. iyi niyetli, niyeti iyi olan

WELL-MEANT : English Turkish

adj. iyi niyetle, niyeti iyi olan bir şekilde

WELL-MEASURED : English Turkish

adj. iyi hesaplanmış layıkıyla ölçülmüş, doğru, kesin, hatasız, dikkatlice ölçülmüş, ne az ne fazla

WELL-NATURED : English Turkish

adj. iyi huylu, iyi davranışlı, iyi kalpli, iyi yaklaşımlı

WELL-OILED : English Turkish

adj. iyi yağlanmış, sorunsuzca işleyen, düzgünce çalışan; (Argo) sarhoş

WELL-PHRASED : English Turkish

iyi söylenmiş, iyi belirtilmiş, iyi bir şekilde kelimeler dökülmüş

WELL-POSTED : English Turkish

iyi bildirilmiş, layıkıyla bilgilendirilmiş

WELL-PRESERVED : English Turkish

iyi korunmuş, düzgünce saklanmış, layıkıyla depolanmış, iyi durumda tutulmuş

WELL-PRIMED : English Turkish

sağlam temelli, iyi kurulmuş, sarsılmaz bir temeli olan

WELL-PROPORTIONED : English Turkish

iyi dağıtılmış, layıkıyla pay edilmiş, simetrik

WELL-READ : English Turkish

iyi okumuş, çok okumuş, bilgili, aydın, bilge

WELL-ROUNDED : English Turkish

güzel vücutlu; güzel şekilli

WELL-ROUNDED EDUCATION : English Turkish

kapsamlı eğitim, genel eğitim, çok yönlü eğitim

WELL-SHAPED : English Turkish

güzel bir şekli olan, güzel bir duruşu olan

WELL-SPOKEN : English Turkish

nazik bir şekilde, efendice; iyi bir şekilde söylenmiş, yakışır bir şekilde söylenmiş; güzel konuşan, konuşması düzgün

WELL-TIMED : English Turkish

iyi zamanlanmış, zamanlaması iyi, tam zamanında

WELL-TRIED : English Turkish

iyi denenmiş, denemesi iyi yapılmış, denenmiş ve doğrulanmış, test edilmiş

WELL-VERSED IN : English Turkish

ile ilgili becerikli, ile ilgili yetenekli, ile ilgili tecrübeli, ile ilgili uzman, ile ilgili bilgili

WELL-WISHER : English Turkish

aşarı dileyen kimse, iyilik dileyen kimse, mutluluk dileyen kimse

WELL-WISHING : English Turkish

aşarı dileme, iyilik dileme, mutluluk dileme, sıcak dileklerde bulunma

WELL-WORN : English Turkish

asmakalıp, banal; çok giyilmiş, yıpranmış, aşınmış, eskimiş

WELLBORN : English Turkish

adj. soylu, asil, iyi bir ailede doğan

WELLBUTRIN : English Turkish

n. (Farmakoloji) Bupropion markası

WELLERISM : English Turkish

n. genellikle mizahi bir durumu takiben iyi bilinen bir atasözü veya deyimden oluşan karşılaştırma ifadesi (ör.: "herkesin kendi zevkine göre', dedi yaşlı çiftçi ve ineği öptü")

WELLES : English Turkish

n. bir soyadı