Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WHATNOT : English Turkish

n. belirsiz şey, etajer, biblo rafı

WHATS THE IDEA? : English Turkish

fikir nedir?, düşünce nedir?, ana fikri nedir?, ne yapmaya çalışıyorsun?

WHATSHERNAME : English Turkish

pron. (Gayriresmî) "what's her name (onun adı nedir)", neydi adı, adı dilimin ucunda, sen söyle adını (adı unutulan veya bilinmeyen bir bayan için kullanılır)

WHATSHISNAME : English Turkish

pron. (Gayriresmî) "what's his name (onun adı nedir)", neydi adı, adı dilimin ucunda, sen söyle adını (adı unutulan veya bilinmeyen bir erkek için kullanılır)

WHATSIS : English Turkish

n. zımbırtı, ıvır zıvır, zamazingo, şey, bir şey, adı unutulan şey

WHATSIT : English Turkish

n. zımbırtı, ıvır zıvır, zamazingo, şey, bir şey, adı unutulan şey

WHATSITSNAME : English Turkish

pron. "what's its name (onun adı nedir)", (Gayriresmî) neydi adı, adı dilimin ucunda, sen söyle adını (adı unutulan veya bilinmeyen bir şey için kullanılır)

WHATSOE'ER : English Turkish

adj. whatsoever (her ne ise), her neyse

WHATSOEVER : English Turkish

pron. ne, her ne, herhangi

WHATSOEVER : English Turkish

adj. hangi, ne, hiç

WHEAL : English Turkish

n. iz, çizgi, kırbaç izi, kenar, pervaz

WHEAT : English Turkish

n. buğday

WHEAT BEER : English Turkish

n. buğday birası

WHEAT BELT : English Turkish

n. buğday üretilen bölge

WHEAT GERM : English Turkish

n. buğday tohumu, buğday rüşeymi, yoğunlaştırılmış vitamin kaynağı olarak kullanılan buğday içi çekirdeği

WHEAT MEAL : English Turkish

n. buğday unu

WHEAT RUST : English Turkish

n. sürme hastalığı

WHEAT-GERM OIL : English Turkish

n. buğday tohumu yağı, buğday tohumundan elde edilen ve zengin bir E vitamini kaynağı olan doymamış sarı bir

WHEATEAR : English Turkish

n. kuyrukkakan kuşu

WHEATEN : English Turkish

adj. buğdaydan yapılmış

WHEATLEY : English Turkish

n. bir soyadı; Phillis Wheatley (
1784) siyahi Amerikan köle ve ABD'de ilk büyük siyahi yazar

WHEATSTONE BRIDGE : English Turkish

vetston köprüsü, elektrik dirençlerin ölçmek için kullanılan köprü

WHEE : English Turkish

interj. hoşnutluk heyecan ve coşku belirtmek için kullanılan ifade

WHEEDLE : English Turkish

v. yaltaklanmak, kandırmak, dil dökmek, ikna etmek, tatlı sözlerle kandırmak

WHEEDLE INTO DOING SMTH : English Turkish

v. yapmaya ikna etmek