Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WHEEDLE SMTH. OUT OF SMB : English Turkish

v. kandırarak almak, sızdırmak

WHEEDLER : English Turkish

n. iknacı, ikna eden, dil döken kimse, bir kimseyi ikna etmek veya bir şey elde etmek için dil döken veya yalakalık yapan kişi; yalaka, yalakalık yapan kimse

WHEEDLING : English Turkish

adj. yaltakçı, pohpohçu

WHEEL : English Turkish

n. lastik, tekerlek, teker, direksiyon, dümen, dişli, çark, araba, bisiklet, işkence çarkı, dönme, çark etme

WHEEL : English Turkish

v. çark etmek, döndürmek, tekerlekli bir şeyi itmek, el arabasıyla götürmek, araba ile götürmek, dönmek, yuvarlanmak, pedal çevirmek

WHEEL ABOUT : English Turkish

v. dönüp durmak, daireler çizerek uçmak, dönmek

WHEEL AND AXLE : English Turkish

ağırlık kaldırma makarası

WHEEL AROUND : English Turkish

v. dönüp durmak, daireler çizerek uçmak, dönmek

WHEEL BRAKE : English Turkish

n. tekerlek freni

WHEEL CHAIR : English Turkish

tekerlekli sandalye, yürüyemeyen bir kimseyi taşımak için kullanılan tıbbi sandalye

WHEEL CLAMP : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) Denver Boot (Denver Kilidi), tekerlek kilidi, arabanın tekerleğine takılan kilitleme gereci

WHEEL HORSE : English Turkish

koşum atı, araba atı

WHEEL HOUSE : English Turkish

dümen evi (Mekanik, Otomotiv) dümen yeri, dümen mevkii, iç ve dış çamurluk panelleri tarafından örtülen çamurluk arkasındaki iç bölge

WHEEL LANDING : English Turkish

tekerlek inişi, genel iniş prosedürüne göre uçağın tekerlekler üzerine iniş yapması

WHEEL OF FORTUNE : English Turkish

çarkıfelek

WHEEL SHAPED : English Turkish

tekerlek gibi, tekerlek benzeri, yuvarlak, daire şeklinde

WHEELBARROW : English Turkish

n. el arabası

WHEELBASE : English Turkish

n. dingil açıklığı, tekerlek açıklığı

WHEELCHAIR : English Turkish

n. tekerlekli sandalye

WHEELCLAMP : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) Denver Boot (Denver Kilidi), tekerlek kilidi, arabanın tekerleğine takılan kilitleme gereci (özellikle de illegal olarak park etmiş sürücüye kesilen ceza ödenene kadar aracı kilitli tutmak için kullanılır)

WHEELED : English Turkish

adj. tekerlekli

WHEELED BED : English Turkish

n. sedye

WHEELER : English Turkish

n. tekerlekli araç, koşum atı

WHEELER DEALER : English Turkish

kurnaz, kurnaz politikacı, hileci tüccar

WHEELER DEALING : English Turkish

n. üçkâğıt, entrika, kurnazlık