English Turkish
WILT : English Turkish
v. solmak, güçten düşmek, cesaretini kaybetmek, eceksin (şiir)
WILT CHAMBERLAIN : English Turkish
(
1999) ünlü profesyonel basketbolcu, NBA'de bir sezonda 4000 sayıyı geçen ilk oyuncu
WILTON : English Turkish
n. Wiltshire'da (İngiltere) bir kasaba; bir soyadı; bir erkek ismi
WILTON : English Turkish
n. kalın pileli pürüzsüz yumuşak halı, Wilton halısı (Wiltshire'da, İngiltere Wilton kasabasının adı)
WILTS : English Turkish
İngiltere'nin güneyinde bir ilçe
WILTSHIRE : English Turkish
n. İngiltere'nin güneyinde bir ilçe; uzun spiralli boynuzları ile beyaz koyun ırkı (İngiltere'ye özgü)
WILY : English Turkish
adj. kurnaz, şeytan, cin fikirli
WILY AS A FOX : English Turkish
kurnaz, cingöz, tilki gibi, saman altından su yürüten
WIMBLE : English Turkish
n. delgi, matkap, burgu, delgeç, delikler açan alet
WIMBLE : English Turkish
v. delmek, burgu açmak, delik açmak
WIMBLEDON : English Turkish
n. İngiltere'nin güneydoğusunda bir şehir; bu şehirde icra edilen prestijli tenis turnuvası
WIMBLEDON TOURNAMENT : English Turkish
Wimbledon turnuvası, İngiltere Wimbledon'da gerçekleştirilen yıllık tenis müsabakası
WIMP : English Turkish
n. ödlek, pısırık, zayıf ve korkak kimse, süt çocuğu, muhallebi çocuğu
WIMPISH : English Turkish
adj. ödleğimsi, pısırık gibi, cesaretsiz, iradesiz, etkisiz karakterde olan
WIMPLE : English Turkish
n. atkı (ipek), rahibe başörtüsü
WIMPY : English Turkish
adj. ödleğimsi, pısırık gibi, cesaretsiz, iradesiz, etkisiz karakterde olan
WIN : English Turkish
n. kazanma, zafer, galibiyet, başarı
WIN : English Turkish
v. galip gelmek, kazanmak, elde etmek, ele geçirmek, ulaşmak, ikna etmek, dostluğunu kazanmak
WIN A NAME FOR ONESELF : English Turkish
şan kazanmak, ün kazanmak, nam kazanmak, ad kazanmak, ünlenmek, ünlü olmak
WIN A PRIZE : English Turkish
v. ödül kazanmak, zafer elde etmek ve ödül almak
WIN BIG AT THE CASINO : English Turkish
kumarhanede büyük para kazanmak
WIN BY A LENGTH : English Turkish
v. bir boy farkla yenmek
WIN EASILY : English Turkish
v. kolay kazanmak
WIN FRIENDS : English Turkish
arkadaşlar kazanmak, dostlar edinmek, yandaşlar kazanmak (yapılan bir hareketle)
WIN GOLD : English Turkish
altın madalya kazanmak, birinci olmak ve altın madalya kazanmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani