English Turkish
WIND ON A REEL : English Turkish
v. makaraya sarmak
WIND ROSE : English Turkish
üzgâr gülü, bir haritada bulunan ve rüzgârların yönü ve şiddetini belirten sembol
WIND ROUND : English Turkish
etrafına dolanmak
WIND SHEAR : English Turkish
n. rüzgâr değişimi, rüzgâr kırılması, rüzgârın ivme ve yönünde meydana gelen ani değişim (özellikle de yatay esintiden dikey esintiye geçilmesi)
WIND SHIELD : English Turkish
üzgârlık, rüzgâr siperi, ön cam, rüzgârdan koruyan cam (araçlarda)
WIND SHIP : English Turkish
n. rüzgâr gemisi, fırtına gemisi, yelkenli büyük gemi
WIND SOCK : English Turkish
üzgâr çorabı, rüzgâr tulumu, rüzgâr yön göstergesi, rüzgârda hareket ederek rüzgârın yönünü belirtmek için kullanılan kumaştan boru, havaalanlarında rüzgâr yönüne göre uçakların iniş direktiflerini belirleyen rüzgâr yönü göstergesi
WIND THE CLOCK : English Turkish
saati ayarlamak, saati doğru zamana göre ayarlamak
WIND TUNNEL : English Turkish
aerodinamik tünel
WIND TURBINE : English Turkish
n. rüzgâr jeneratörü, rüzgâr türbini, rüzgârdaki kinetik enerjiyi mekanik enerjiye dönüştürmek için kullanılan makine
WIND UP : English Turkish
sarmak, sarıp sarmalamak, yumak yapmak, kurmak (saat), kıvırmak, bükmek, döndürmek, çevirmek, araba camını açmak, heyecanlandırmak, son vermek, tahrik etmek, bitirmek, tasfiye etmek, kapamak (hesap), sona ermek, boylamak, kurmak
WIND VECTOR : English Turkish
üzgâr vektörü, rüzgârın yön ve kuvveti
WIND VELOCITY : English Turkish
üzgâr hızı, rüzgârın sürati
WIND WHEEL : English Turkish
üzgâr tekerleği, rüzgârla dönen tekerlek; rüzgâr direksiyonu, rüzgârla dönen direksiyon
WIND WIPER : English Turkish
n. silecek
WIND-BORNE : English Turkish
adj. rüzgârla taşınan, rüzgâr taşıması; rüzgâr tarafından dağıtılan, yel tarafından dağılmış
WIND-BROKEN : English Turkish
adj. şişmekten dolayı nefes zorluğu çeken (atlarda), akciğer amfizemiyle enfekte olmuş
WIND-POLLINATED : English Turkish
polenleri rüzgârda taşınan bitkiler
WIND-SWEPT : English Turkish
üzgâra açık, rüzgâra bakan, rüzgâr alan
WINDAGE : English Turkish
n. rüzgârlama, rüzgâr saptırma; rüzgâr yönünü değiştirmek için yapılan ekleme; bir geminin rüzgâra maruz kalan tarafı; hareket eden bir nesne ile havanın çarpışması
WINDBAG : English Turkish
n. geveze, çenesi düşük kimse, farfara, çalçene, dillidüdük
WINDBLOWN : English Turkish
adj. rüzgârdan savrulmuş, rüzgârdan dağılmış, rüzgârdan eğilmiş, kâkul şeklinde kesilmiş
WINDBLOWN LEAF : English Turkish
üzgâr tarafından sürüklenen yaprak, rüzgârda yuvarlanan yaprak; cesur olmayan kimse, korkak, ödlek
WINDBORNE : English Turkish
adj. rüzgârla taşınan, rüzgâr taşıması; rüzgâr tarafından dağıtılan, yel tarafından dağılmış
WINDBREAK : English Turkish
n. rüzgâr siperi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani