Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WIN HANDS DOWN : English Turkish

kolayca kazanmak, kolaylıkla kazanmak

WIN IN A CANTER : English Turkish

ter dökmeden kazanmak

WIN ON : English Turkish

etkilemek; üzerine doğru ilerlemek

WIN ONE'S BREAD : English Turkish

ekmeğini kazanmak, para kazanmak, para yapmak, geçimin kazanmak

WIN ONE'S CAP : English Turkish

v. takıma seçilmek

WIN ONE'S CONSENT : English Turkish

irinin olurunu kazanmak, birinin rızasını almak, birinin katılmasını sağlamak, birinin onayını almak

WIN ONE'S SPURS : English Turkish

kişiliğini kabul ettirmek

WIN OUT : English Turkish

aşarmak, galip çıkmak, sonuçta galip gelmek, muzaffer olmak

WIN OVER : English Turkish

kendi tarafına çekmek, yenmek, dostluğunu kazanmak, desteğini almak

WIN RECOGNITION : English Turkish

v. beğenilmek, takdir edilmek, sivrilmek

WIN SILVER : English Turkish

gümüş madalya kazanmak, ikinci olmak ve gümüş madalya kazanmak

WIN SMB. ROUND : English Turkish

v. ikna etmek, tarafına çekmek

WIN SMB.'S AFFECTIONS : English Turkish

v. sevgisini kazanmak

WIN THE BATTLE : English Turkish

muharebeyi kazanmak, savaşı kazanmak, çarpışmayı kazanmak, dövüşü kazanmak

WIN THE CUP : English Turkish

kupayı kazanmak, galip gelmek ve kupayı kazanmak

WIN THE DAY : English Turkish

günü kazanmak, günün kazananı olmak, galip gelmek, kazanmak

WIN THE NOMINATION : English Turkish

elemeyi kazanmak, aday adaylığı seçimini kazanmak, aday olma seçimini kazanmak; seçimi kazanmak

WIN THE PALM : English Turkish

zafer kazanmak

WIN THE TOSS : English Turkish

yazı turayı kazanmak

WIN THROUGH : English Turkish

güçlükleri yenmek, başarmak, başarılı olmak, sonuca ulaşmak, amacına varmak, zorlukları aşmak

WIN-WIN SITUATION : English Turkish

n. kazan-kazan durumu, her iki tarafında kazandığı durum, bir tarafın kârlı çıkmasının ille de diğer tarafın kaybıyla sonuçlanmadığı durum

WINAMP : English Turkish

n. bilgisayarların MP3 formatındaki müzik dosyalarını çalabilmesini sağlayan program

WINCE : English Turkish

n. ürkme, çekinme

WINCE : English Turkish

v. çekinmek, ürkmek

WINCER : English Turkish

n. kaçan, geri kaçan, ürken, geri çekilen, korkusundan veya acı vs'den dolayı sinen ve ürken kimse