Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
BUBBLE LIKE : English Turkish

aloncuk gibi, kabarcığa benzer, hassas, hayali, asılsız

BUBBLE MEMORY : English Turkish

küçük unsurlardan yapılan manyetik bilgisayar hafızası (yüksek erişim hızı ve geniş depolama kapasitesi)

BUBBLE OVER : English Turkish

coşmak

BUBBLE SORT : English Turkish

sınıflandırma sistemi

BUBBLE UP : English Turkish

fokurdamak, kaynamak

BUBBLEGUM : English Turkish

n. iri baloncuklar şişirilebilen sakız türü; popüler genç müziği

BUBBLER : English Turkish

n. içme fıskiyesi, su içilen pınar

BUBBLINESS : English Turkish

n. kabarcıklılık, kabarcıklı olma vasfı; kabarcıklar içerme özelliği; canlılık, mutluluk

BUBBLING : English Turkish

adj. kabarcıklar yapan, köpüren, fokurdayan

BUBBLY : English Turkish

adj. kabarcıklı

BUBBY : English Turkish

n. meme, kadın göğsü (Halk Ağzı); arkadaş, kardeş, küçük bir erkek çocuğuna gayrıresmi hitap (Argo)

BUBER : English Turkish

n. bir soyadı; Martin Buber (
1965), Musevi bir filozof, Siyonist lider, Eski Ahit'i Almancaya tercüme eden çevirmen

BUBKIS : English Turkish

n. (Eskenazi dilinden) hiç, hiçbirşey, sıfır

BUBO : English Turkish

n. hıyarcık [tıp.], hıyarcıl [tıp.]

BUBONALGIA : English Turkish

n. kasık ağrısı; ağrılı kasık iltahabı

BUBONIC : English Turkish

adj. hıyarcıklı [tıp.]

BUBONIC PLAGUE : English Turkish

hıyarcıklı veba, hıyarcık

BUBONOCELE : English Turkish

n. kasık fıtığı

BUBS : English Turkish

n. göğüsler (Argo)

BUCCA : English Turkish

n. yanak, yüzün burnun iki tarafında bulunan parçası

BUCCAL : English Turkish

adj. yanakla alakalı, yanağa ait, ağzın kenarları ile alakalı

BUCCANEER : English Turkish

v. korsanlık yapmak

BUCCANEER : English Turkish

n. korsan

BUCCANEERING : English Turkish

adj. cesaret ve inisiyatif gösterisi (örneğin bir işte/firmada)

BUCCANEERING : English Turkish

n. korsanlık, denizde hırsızlık