Multilingual Turkish Dictionary French Turkish

SAUCISSE : French Turkish

[la] sosis

SAUCISSON : French Turkish

[le] kalın sucuk\\sosis

SAUCISSONNER : French Turkish

ayaküstü yemek yemek

SAUCISSONNER SUR L'HERBE : French Turkish

piknik yapmak

SAUCIÈRE : French Turkish

[la] salça kâsesi, salçalık

SAUF : French Turkish

den başka, hariç, dışında; ancak "

SAUF ERREUR : French Turkish

yanılmıyorsam

SAUF RÉVÉRENCE PARLER : French Turkish

sözüm meclisten dışarı

SAUF VOTRE RESPECT : French Turkish

sözüm meclisten dışarı

SAUF-CONDUIT : French Turkish

[le] geçiş belgesi

SAUGE : French Turkish

[la] adaçayı

SAUGRENU : French Turkish

tuhaf, gülünç, acayip

SAULE : French Turkish

[le] söğüt

SAULE PLEUREUR : French Turkish

salkımsöğüt

SAUMON : French Turkish

"[le] somon balığı; maden külçesi "

SAUMONÉ : French Turkish

pembe etli (balık)

SAUMURAGE : French Turkish

[le] salamuraya basma

SAUMURE : French Turkish

[la] salamura

SAUMÂTRE : French Turkish

"deniz suyu tadında, acı; buruk"

SAUNA : French Turkish

[le] sauna

SAUPOUDRAGE : French Turkish

[le] serpme, ekme

SAUPOUDRER : French Turkish

"tuz ekmek; (un\\şeker vb) serpmek; serpiştirip süslemek"

SAUREL : French Turkish

[le] istavrit

SAURER : French Turkish

iste kurutmak, füme yapmak

SAUT : French Turkish

"[le] atlama; sıçrama "