French Turkish
POURCHASSER : French Turkish
kovalamak, peşine düşmek
POURFENDEUR : French Turkish
[le] bir vuruşta ikiye bölen
POURFENDRA : French Turkish
saldırmak, hücum etmek
POURPARLERS : French Turkish
[le] konuşma, görüşme
POURPIER : French Turkish
[le] semizotu
POURPRE : French Turkish
koyu kırmızı, kızıl
POURQUOI : French Turkish
neden, niçin
POURRI : French Turkish
çürümüş, çürük, bozulmuş, kokmuş
POURRIR : French Turkish
"çürümek, bozulmak; çürütmek"
POURRISSEMENT : French Turkish
[le] çürüme, bozulma
POURRITURE : French Turkish
"[la] çürüme; çürüklük"
POURSUITE : French Turkish
[la] kovalama, peşinden koşma
POURSUITES : French Turkish
[la] kovuşturma, tahkikat
POURSUIVANT : French Turkish
"[le] [la] iş kovalayan; davacı"
POURSUIVRE : French Turkish
"kovalamak, izlemek; mahkemeye vermek"
POURSUIVRE (PRESSER) QN L'ÉPÉE DANS LES REINS : French Turkish
iki ayağını bir pabuca sokmak
POURTANT : French Turkish
ununla birlikte, yine de
POURTOUR : French Turkish
[le] çevre, dolay
POURVOI : French Turkish
[le] üst mahkemeye götürme, temyiz
POURVOIR : French Turkish
"düzene koymak; gereğini yapmak, ihtiyacını karşılamak; sağlamak; donatmak "
POURVOYEUR : French Turkish
[le] [la] mal sağlayan kişi\\firma
POURVU DE : French Turkish
ile donatılmış,
sı olan
POURVU QUE : French Turkish
elverir ki, yeter ki
POUSSE : French Turkish
"[la] filizlenme; tomurcuklanma; filiz; (diş\\tüy) çıkma"
POUSSE-CAFÉ : French Turkish
[le] (yemek sonrası içilen) küçük kadeh içki
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani