Multilingual Turkish Dictionary German Turkish

ZEITGEMÄSS : German Turkish

" {'tsaytgıme:s} zamana uygun; çağdaş."

ZEITGENOSSE : German Turkish

n {'tsaytgınosı} r çağdaş

ZEITIG : German Turkish

{'tsaytih} erken

ZEITLICH : German Turkish

{'tsaytlih} zamana ilişkin

ZEITPUNKT : German Turkish

" e {'tsaytpunkt} r an; zaman; tarih."

ZEITRAUM : German Turkish

{'tsaytraum} r süre

ZEITSCHRIFT : German Turkish

en {'tsaytşrift} e dergi

ZEITUNG : German Turkish

en {tsaytung} e gazete

ZEITUNGSVERKÄFER : German Turkish

{'tsaytungsferkoyfır} r gazete satıcısı

ZEITUNSKIOSK : German Turkish

e {'tsaytungskiosk} r gazete bayii

ZEITVERSCHWENDUNG : German Turkish

{'tsaytferşvendung} e zamanı boşa harcama, zaman kaybı

ZEITVERTREIB : German Turkish

{'tsaytfertrayp} r oyalanma, vakit geçirme

ZEITWEISE : German Turkish

" {'tsaytvayzı} bir süre; zaman zaman, bazen, ara sıra."

ZEITWORT : German Turkish

er {'tsaytvort} s dilb. fiil eylem

ZELLE : German Turkish

" n {'tselı} e hücre; (telefon) kabin, kulübe."

ZELLULOSE : German Turkish

{tselu'lozı} e selüloz

ZELT : German Turkish

e {tselt} s çadır

ZELTEN : German Turkish

" {tseltın} çadır kurmak; kamp yapmak."

ZELTPLATZ : German Turkish

e {'tseltplatz} r kamp yeri

ZEMENT : German Turkish

e {tse'ment} r çimento

ZEMENTIEREN : German Turkish

{tsemen'ti:rın} çimentolamak

ZENSIEREN : German Turkish

" {tsen'zi:rın} sansür koymak; not vermek, değerlendirmek."

ZENSUR : German Turkish

"
{tsen'zu:r} e sansür; (okul) not."

ZENTIMETER : German Turkish

{tsenti'me:tır} s santimetre

ZENTNER : German Turkish

- {'tsentnır} r elli kilo