Multilingual Turkish Dictionary

German Turkish

German Turkish
GESUNDBETER : German Turkish

(in f) m okuyucu, üfürükcü, cinci hoca; hoca kadın

GESUNDBRUNNEN : German Turkish

m l. (Heilquelle) icmeler
(Kraftquelle) kuvvet kaynagi

GESUNDEN : German Turkish

s. ~ werden

GESUNDHEIT : German Turkish

f l. sihhat, saglik, saglamlik. esenlik, afiyet, sifa
(Heilsamkeit) sifali olma
(Leben) can sağliği
(beim Niesen) şifalar olsun! çok yasa(-yin)! blühende ~ gürbüz-lük; Ich wünsche Ihnen gute ~1 Sagligtinzi dilerim. ~ und Kraft tendürüstlük; ~ ist besser als Reichtum. Spr. Saglik varliktan ye~dir. Spr. Auf Ihre ~t (beim Zutrinken) Sihhatmiza l bei bester — sihhat ve afiyet üzere; sapasaglam

GESUNDHEITLICH : German Turkish

sihhi; sihhat bakimindan; ~ geht es ihm gut. Sihhatce iyidir

GESUNDHEITSAMT : German Turkish

n sihhiye dairesi
attest n;
bescheinigung / saglik raporu
dienst m sihhiye servisi
fürsorge/hiji-yen, hifzissihha; saglik bakimi
kost / pehriz
künde;
lehre / saglik bilgisi; hijiyen, hifzissihha
paß m saglik varakasi; naut. patenta; reiner
^ nuut. temiz patenta
pflege / saglik bakimi
rücksichten pl.: aus ~ sihht sebeplerden dolayi ^schädlich gayri sinhl; sihhate zararll
wesen n sihhiye, saglik isleri
zeugnis n saglik raporu
zustand m sihhi durum; saglik durumu; ahvali sihhiye

GESUNDMACHEN : German Turkish

-stoßen: sich ^ F zenginlesmek; para kes-mek ^ung/ l. iyilesme, nekahet, ifakat
ßg. saglamlas-ma, konsolidasyon

GESÄUSEL : German Turkish

n l. hafif vizilti; hisilti
(Geflüster) fisilti

GESÄß : German Turkish

n oturak, dip, makat, dübür, kic; kaba et(-ler); (grober): göt, kaynak, küfe

GESÖFF : German Turkish

n V salamura (nargile, bulasik) suyu

GETACKMEIERT : German Turkish

F aldatilmis; tuzaga düsürülmüs

GETIER : German Turkish

n l. hayvanlar
böcekler, hasarat

GETIGERT : German Turkish

kaplan postu gibi cizgili

GETOBE : German Turkish

n (von Kindern) gürültü patirdi

GETRAMPEL : German Turkish

n ayak patirdisi; gümbürtü

GETRAPPEL : German Turkish

n l. ayak patirdisi; tepinme; ayak sesleri
(PferdeQ) nai sesleri

GETRATSCHE : German Turkish

n F l. (Schwatzen) palavra, gevezelik
(Klatsch) dedikodu, cekistirme

GETRAUEN : German Turkish

: sich ^ (et. zu tun) (yapmaga) cesaret etm.; Er getraut sich nicht hinauszugehen. Sokaga cikma^a korku-yor. sich nicht mehr ~ (zu) bsden gözü yilmak

GETREIDE : German Turkish

n l. hububat, zahire, tahil spez. bu^day
(auf dem Halm) ekin; das — mähen ekin bicmek; das ^ einfahren ekini tarladan cekmek
anbau m ekincilik
boden m l. ekincilige uygun toprak
(-Speicher) silo
brand m (Pilzkrankheit) sürme (od. rastik) hastaligi
ernte /: reiche ^ cec
pflanze / bugdaysi bitki
reinigungsmaschine/kalbur makinesi
rost m (Pilzkrankheit) bugday-pasi
schwinge / yaba
Speicher m silo, sarpm; hububat amban

GETREU : German Turkish

l. sadik, sadakatli, vefali
fig. hakikate uygun; oldu^u gibt (anlatmak v. s.)

GETRIEBE : German Turkish

n l. makine manzumesi; mekanizma
(bei Auto) sanjman, grenaj; sürat dislileri
(Antrieb) tahrik carki
(reges Leben) isiek olma; hareket, faaliyet

GETRIPPEL : German Turkish

n tipirti; tipis tipis gelme

GETROST : German Turkish

sakin, mutmain; kemali emniyetle; korkmadan

GETRÄNK : German Turkish

n l. icecek
(alkoholisches) icki
med. iläc, posiyon
(fades) pej. nargile suyu

GETTO : German Turkish

n sinirli yahudi mahallesi