German Turkish
PARANUß : German Turkish
üof. Brezilya cevizi
PARAPHASIE : German Turkish
med. kelime kansikligi; parafazi; tesevvüsü kelimat
PARAPHE : German Turkish
sah, paraf 2ieren sah cekmek; parate etm
PARAPHRASE : German Turkish
l. aciklayan tafsil
mus. parafraz
PARAPLEGIE : German Turkish
med. parapieji
PARAPSYCHOLOGIE : German Turkish
parapsikoloji
PARASIT : German Turkish
m tufeylt, parazit, asalak 9är; 2isch paraziter
Ismus m parazitizm, parazitlik, tutevitlik, asalaklik-ologie /asalakbilim, parazitoloji
PARASYMPATHIKUS : German Turkish
m an. parasempatik sinir sistemi
PARAT : German Turkish
hazir, müheyya
PARATYPHUS : German Turkish
m med. paratifo
PARAVENT : German Turkish
m, n z. va. paravana
PARDAUZ : German Turkish
! Int. gümbedekl
PARDON : German Turkish
m l. af, merhamet
(Schonung des Lebens) aman; keinen ^ geben mit. aman vermemek; ^/
PARDUNE : German Turkish
naut. patrisa
PARENCHYM : German Turkish
n bot. parankima, özekdoku
PARENTHESE : German Turkish
parantez, kerre, mutanza, ayra^
PARESE : German Turkish
f med. parezi; (hafif feie)
PARFORCEJAGD : German Turkish
at sirtinda sürek avi
PARFÜM : German Turkish
n lavanta, esans, parföm, itriyat
erie/parfümeri; itriyat magazasi
erie.händler m lavantaci, itriyatci, kolonyaci
fläschchen n lavantalik Qieren lavanta sür-mek; itir koymak; sich ^ koku sürünmek
Zerstäuber m vaporizatör
PARI : German Turkish
s. al pari. 2 n: unter (über) ^ stehen basbastan asagi (yukan) olm
PARIA : German Turkish
m l. parya
fig. yabanin köpegi
PARIEREN : German Turkish
l. itaat etm.; yola yatmak (od. gelmek)
(abwehren) defetmek, celmek
(Pferd) durdurmak
PARIETAL : German Turkish
cidar!
PARIS : German Turkish
n. pr. (Trojaner: Stadt) Paris
er(in/) m Parisli Parität/ l. (Gleichberechtigung) haklarda müsavat. esitlik
(Gleichwertigkeit) muadelet. esdegerlik
(Währung) parite °isch ayni haklara malik olan; esitlik prensibine dayanan
PARK : German Turkish
m a. mil. park
anlagen pl. park tesisati
aufseher m park bekcisi °en (Auto) park yapmak (od. etm.); parka cekmek; — verboten! Park yapilmaz!
ett n l. parke
T/L zeminkat yerleri
ett.fußboden m parke döseme
ettieren parkelemek; parke dösemek
ett.leger m par-keci, parketör
ett.loge / Th. benyuvar; zeminkattaki loca °ieren (Schweiz.) s. °en.
platz m otopark
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani