Ottoman Turkish
KIYÂSIMAÂLFÂRIK : Ottoman Turkish
irbirine benzemeyenlerin karşılaştırılması
KIZA : Ottoman Turkish
Yumuşak yerlerde biten bir ot cinsi
KIZAF : Ottoman Turkish
Sür'atle gitmek, hızla gitmek
KIZAN : Ottoman Turkish
Oğlan, erkek çocuk. * Delikanlı, cesur ve silâhlı köylü genç
KIZBAN : Ottoman Turkish
(Kadib. C.) İnce düz fidanlar, çubuklar, dallar
KIZM : Ottoman Turkish
Katı, şiddetli, şedit
KIZR : Ottoman Turkish
Pak olmayan nesne. * Temiz olmayan şey
KIZZE : Ottoman Turkish
Ufak taş. * Taşlı çukur yer. * Kızlık dedikleri hâlet
KIZIL : Ottoman Turkish
t. Kırmızı, alrenk. * Kıldan yapılan ip. * Aşırı, müfrit
KIZIL : Ottoman Turkish
kırmızı
KIZIL TEHLİKE : Ottoman Turkish
Dinsizlik, anarşistlik ve komünistlik tehlikesi
KIZILBAŞ : Ottoman Turkish
Râfizîlere verilen bir isim
KIZILBAŞ : Ottoman Turkish
Alevilere verilen bir isim
KIZILELMA : Ottoman Turkish
Tar: Osmanlı Türkleri tarafından Roma'ya verilen addır. (O.T.D.S.)
KIZILELMA : Ottoman Turkish
eski Roma
KIZILHAÇ : Ottoman Turkish
Hristiyan ülkelerde Kızılay karşılığı olan yardım teşkilâtı
KIŞ' : Ottoman Turkish
(Bak: Kaş')
KIŞ'A : Ottoman Turkish
Bulut açılıp dağıldıktan sonra havada geri kalan parça
KIŞ'AME : Ottoman Turkish
Fak dedikleri nesne. * Küçük arı. * Kene
KIŞA' : Ottoman Turkish
(C.: Kuşu) Hamam süprüntüsü. * Kuru deri. * Deriden olan ev
KIŞBAR : Ottoman Turkish
Ağaç parçası
KIŞDE : Ottoman Turkish
Yağın tortusu. * Maymunun dişisi
KIŞLA : Ottoman Turkish
Askerlerin barınmalarına mahsus bina veya yer
KIŞLAK : Ottoman Turkish
Kışın, otundan ve suyundan istifade edilen arazi
KIŞM : Ottoman Turkish
Et. * İç yağı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani