Ottoman Turkish
KIŞR : Ottoman Turkish
kabuk
KIŞR (KIŞIR) : Ottoman Turkish
Kabuk. Dış taraf. * Libâs
KIŞR-I ARZ : Ottoman Turkish
Yer kabuğu
KIŞR-I ŞECER : Ottoman Turkish
Ağaç kabuğu
KIŞRÎ : Ottoman Turkish
Kışra, kabuğa dair. Dış yüce ait ve müteallik. Yüzünden. Derinden ve esastan olmayan. Künhü ve esası olmayan
KIŞIR : Ottoman Turkish
kabuk
KIŞŞEBE : Ottoman Turkish
Dişi maymun eniği. * Cüssesi küçük olan kız
LA' : Ottoman Turkish
Korkak
LA'B : Ottoman Turkish
Ağızdan salya akmak
LA'BE : Ottoman Turkish
Bir kere oynamak
LA'C : Ottoman Turkish
(C.: Levâıc) Halecan etmek. * Acı vermek, elem vermek. * Yakmak. * Muhabbet ve aşktan dolayı yürekte hâsıl olan hararet
LA'K : Ottoman Turkish
Yalamak
LA'L : Ottoman Turkish
Kırmızı. Al renk. * Dudak. Kırmızı ve kıymetli bir süs taşı
LA'L-FAM : Ottoman Turkish
f. Kırmızı renkli, al
LA'L-GUN : Ottoman Turkish
f. Al renkli. Kırmızı renkli
LA'L-RENG : Ottoman Turkish
f. Kırmızı renkli. Al renkte
LA'LAA : Ottoman Turkish
Kırmak
LA'LUS : Ottoman Turkish
Kurt, zi'b
LA'N : Ottoman Turkish
Lânet etme. Lânetleme
LA'NET : Ottoman Turkish
"Nefret. Tiksinti. Allah'ın rahmetinden mahrumiyyet.(Ehl-i Sünnet'in ve İlm-i Kelâm'ın azîm imamlarından meşhur ""Sa'deddin-i Teftezanî"", Yezid ve Velid hakkında tel'in ve tadlile cevaz vermesine mukabil ""Seyyid-i Şerif-i Cürcanî"" gibi Ehl-i Sünnet Velcemaat'in allâmeleri demişler: ""Gerçi Yezid ve Velid, zalim ve gaddar ve fâcirdirler; fakat sekeratta imansız gittikleri gaybidir. Ve kat'i bir derecede bilinmediği için, o şahısların nass-ı kat'i ve delil-i kat'i bulunmadığı vakit, imanla gitmesi ihtimali ve tevbe etmek ihtimâli olduğundan, öyle hususi şahsa lânet edilmez. Belki $ gibi umumi bir ünvan ile lânet caiz olabilir. Yoksa zararlı, lüzumsuzdur."" diye ""Sa'deddin-i Teftezanî""ye mukabele etmişler. R.N.)"
LA'NETULLAH : Ottoman Turkish
"""Allah lânet eylesin"" mânâsında beddua."
LA'NETULLAHİ ALEYH : Ottoman Turkish
Allah'ın lâneti onun üzerine olsun
LA'SA : Ottoman Turkish
Dudağının rengi az siyâha yakın olan kadın. (Müz: El'as)
LA'T : Ottoman Turkish
Sakınmak, sakındırmak
LA'V : Ottoman Turkish
Ahlâkı yaramaz kişi. * Haris adam
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani