Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
LADİNE : Ottoman Turkish

f. Kendir

LADİNÎ : Ottoman Turkish

Dinle alâkası olmayan. Dinsiz. Din dışı. (Bak: Lâik)

LAEDRÎ : Ottoman Turkish

Bilmiyorum. (Eski zamanda şüpheci olup hiç bir şeye inanamıyan sofestailere Lâ edriye denirdi. Septisizm. (Bak: Sofizm)

LAF : Ottoman Turkish

f. Konuşma, tekellüm. * Söz, lâkırdı

LAF-I GÜZAF : Ottoman Turkish

f. Boş yere söz. Boş lâkırdı

LAFAHR : Ottoman Turkish

Fahirsiz. İftiharsız. İftihar etmeksizin. * Fahrolmasın

LAFİYUN : Ottoman Turkish

Sütleğen cinsinden bir ot

LAFK : Ottoman Turkish

İki şeyi birbirine çarpma

LAFZ (LAFIZ) : Ottoman Turkish

Ağızdan çıkan söz, kelime. * Bir şeyi atmak

LAFZ-PERDAZANE : Ottoman Turkish

f. Çeşitli ve çok söyleyerek

LAFZ-I ALLAH (LAFZULLAH) : Ottoman Turkish

Allah isminin lâfzı

LAFZ-I HAS : Ottoman Turkish

Bir mânâya münferiden başlı başına vaz' olunan lâfızdır. Hasan, Hüseyin, insan, erkek, kadın lâfızları gibi

LAFZ-I KÜLLÎ : Ottoman Turkish

"Man: Mânâsı umumi ve herkesçe müşterek olan lâfız. ""İnsan"" gibi."

LAFZ-I MUHTEMEL : Ottoman Turkish

"Huk: İki veya daha ziyade mânâya hamli mümkün bulunan sözdür ki, hangi mânânın kast olunduğu mücerred rey ile değil; deliller ve karineler ile tayin olunur."

LAFZ-I MURAD : Ottoman Turkish

Mânâsı için olmayıp lafzı için söylenen kelime, söz

LAFZ-I MÜFESSER : Ottoman Turkish

Huk: Tahsis ve te'vile ihtimâl bırakmıyacak derecede açık olan sözdür ki, onunla amel vâcib olur

LAFZ-I MÜREKKEB : Ottoman Turkish

Man: Mürekkeb lafız. Cüzlerden biri, mânâsının cüzlerinden birine delâlet eden lafız

LAFZ-I MÜŞEBBİ' : Ottoman Turkish

Doyurucu, tatmin edici söz

LAFZ-I MÜŞTEREK : Ottoman Turkish

Huk: Birçok müsemması bulunan lafızdır ki, hangi mânâ kasdolunduğu taayyün etmediği surette mânasız addolunur, onunla amel olunmaz

LAFZ-I VÂHİD : Ottoman Turkish

Tek söz

LAFZ-I ZÂHİR : Ottoman Turkish

İbaresi işitilmekle ancak bilinen, yâni söyleyenin maksadı düşünülmeye muhtaç olmadan derhal mânâsı anlaşılan sözdür. Bunun zıddına hafi denir

LAFZ-I ÂM : Ottoman Turkish

Gayr-ı mahsur, yani sayısız müsemmaları ihata ve aynı cinsten bir çok fertlere birden delâlet eyliyen lâfızdır. Kavim, cemaat, nisa.. gibi

LAFZA : Ottoman Turkish

Bir tek söz veya kelime

LAFZA-İ CELÂL : Ottoman Turkish

İsm-i Celâl, Allah lâfzı

LAFZAN : Ottoman Turkish

Lafız itibariyle. Söz olarak. Söyleyerek. Yazılı olmıyarak