Ottoman Turkish
LECZ : Ottoman Turkish
Ulaşmak, varmak. * Yapışmak
LECÜC : Ottoman Turkish
Pek inadçı ve hasım olan. * Suyu çok olan yer
LEDA : Ottoman Turkish
Beden
LEDA (LEDE) : Ottoman Turkish
Sırasında, yapıldığında (mânâsına kullanılır). * Yan, nezd. (Bak: Ledün)
LEDD : Ottoman Turkish
Düşmana galip olmak. * Husumet etmek, düşmanlık yapmak
LEDDAM : Ottoman Turkish
Eski elbiseleri yamalıyan
LEDE-L HAVALE : Ottoman Turkish
Havale olunduğu zaman
LEDE-L-HÂCE : Ottoman Turkish
İhtiyaç görüldüğü zaman. Hacet ânında
LEDE-L-İHTİYAÇ : Ottoman Turkish
İhtiyaç halinde. Hacet ânında
LEDE-L-İKTİZA : Ottoman Turkish
İktiza edip gerektiği zaman
LEDE-L-MÜTALAA : Ottoman Turkish
Mütâlaa edilip okunduktan sonra
LEDE-L-MÜZAKERE : Ottoman Turkish
Müzakere anında, konuşma sırasında
LEDE-S-SUÂL : Ottoman Turkish
Soruldukta, sorulduğu anda
LEDE-T-TAHKİK : Ottoman Turkish
Tahkik olundukta
LEDED : Ottoman Turkish
Katı husumet, şiddetli düşmanlık
LEDEM : Ottoman Turkish
Akrabadan nikâhı haram olan
LEDEYK : Ottoman Turkish
Senin yanında. Senin indinde
LEDG : Ottoman Turkish
(Teldag) Yılan veya akrep sokması. * Mc: Sözle birini incitmek. * Ekşilik
LEDM : Ottoman Turkish
Taşı taşla vurmak. * Yere düşen taştan çıkan ses. * Kaftana yama vurmak. * Defetmek, kovmak
LEDN : Ottoman Turkish
(C.: Lidân-Ledun) Taze ve yumuşak olan ağaç budağı
LEDS : Ottoman Turkish
Yalamak. * Davarın ayağına nal vurmak. * Yırtık dikmek
LEDÎD : Ottoman Turkish
Derenin iki tarafı
LEDÎG : Ottoman Turkish
Yılan veya akrep gibi hayvanlar tarafından sokulmuş kimse
LEDÎM : Ottoman Turkish
Yamanmış eski elbise
LEDÎS : Ottoman Turkish
Tenbel kimse
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani