Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
LEN : Ottoman Turkish

"Gr: (Muzâri fiilini nasbeden edatlardan birisi). Bir işin aslâ olamıyacağını ifade eder: $ cümlesinde; kâfirler aslâ Cennete giremezler, derken olduğu gibi. (Bak: Huruf-u nâsibe)"

LEN-TERANÎ : Ottoman Turkish

Beni aslâ göremezsin (meâlinde)

LENC : Ottoman Turkish

f. Edâ, naz ve cilve ile salınma

LENF : Ottoman Turkish

"(Lenfâ) Tıb: İnce damarların içinde dolaşan beyaz kan. Kanın esasını teşkil eden sıvı. * Eski tıbba göre; ahlât-ı erbaa'dan birisi. (Bak: Hılt)"

LENF : Ottoman Turkish

eyaz kan

LENFİSAM : Ottoman Turkish

Aslâ kırılmaz, kopmaz

LENFİSÂM : Ottoman Turkish

asla kırılmaz ve kopmaz

LENG : Ottoman Turkish

f. Topal, aksak. Yolcuların bir yerde iki gün kalması. * Tenasül organı

LENG-FAHTE : Ottoman Turkish

f. Topal güvercin

LENGER : Ottoman Turkish

f. Gemiyi yerinde sâbit kılmak için denize atılan zincir ucundaki büyük demir çapa. * Bakırdan yayvan ve kenarları genişçe sahan veya tepsi

LENGER : Ottoman Turkish

demir çapa

LENGER-ENDAZ : Ottoman Turkish

f. Lenger atan, demir atan. Demir atmış olan gemi

LENGER-HANE : Ottoman Turkish

f. Lenger yapılan yer. Lenger imal edilen yer

LENGERENDÂZ : Ottoman Turkish

demir atan gemi

LENGERÎ : Ottoman Turkish

f. Büyük bakır sahan, lenger

LENGÂNE : Ottoman Turkish

f. Topalcasına. Topallıyarak

LENGÎ : Ottoman Turkish

f. Aksaklık, topallık

LENTERÂNÎ : Ottoman Turkish

eni asla göremezsin!

LERZAN : Ottoman Turkish

f. Titrek, titreyerek

LERZE : Ottoman Turkish

f. Titreme, titreyiş. Sallantı

LERZE : Ottoman Turkish

titreme

LERZEBAHŞ : Ottoman Turkish

f. Titreme veren, titreten

LERZEDÂR : Ottoman Turkish

f. Titrek, titreyici

LERZENDE : Ottoman Turkish

f. Titreyen, titrek

LERZENÂK : Ottoman Turkish

f. Titrek, titreyici. Titremeğe tutulmuş