Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MA'DUM-ÜL CİSİM : Ottoman Turkish

Cismi olmayan

MA'DUMAT : Ottoman Turkish

Yok olanlar. Yokluklar

MA'DUMAT-I HÂRİCİYYE : Ottoman Turkish

İlm-i İlâhide olup, maddi vücudu olmayan şeyler

MA'DUMAT-I MÜMKİNE : Ottoman Turkish

Var olacağı ilm-i İlâhîde mâlum olup, henüz mevcud olmayan hâdisat

MA'DUMİYET : Ottoman Turkish

Yokluk, ma'dumluk, yok olma

MA'FUC : Ottoman Turkish

Dübürüne vurulmuş

MA'FUN : Ottoman Turkish

Bozulmuş ve çürümüş şey. * Kokmuş et

MA'FÜVV : Ottoman Turkish

Suçu afvedilmiş. Bağışlanmış. * İstisnâ edilmiş, müstesnâ kılınmış, ayrı tutulmuş

MA'HED : Ottoman Turkish

(C.: Maâhid) Sözleşilen ve antlaşma yapılan yer. Buluşma yeri

MA'HUD(E) : Ottoman Turkish

Vaad edilen. Söz verilen. Belli olan. * Mezkur, sözü geçen. * Mc: Fena bilinen kadın

MA'HUDİYYET : Ottoman Turkish

(Ahd. den) Söz verilmiş olma. Ahdedilmiş bulunma. Belli olma

MA'K : Ottoman Turkish

(C: Emâık-Emâik) Derinlik. * Sahradan bir taraf

MA'KAD : Ottoman Turkish

Ahidnâme yapılan, anlaşma akdedilen yer

MA'KAL : Ottoman Turkish

(C: Meâkıl) Sığınacak ve saklanacak yer. * Kale

MA'KED : Ottoman Turkish

(C: Meâkıd) Akdedecek yer

MA'KES : Ottoman Turkish

Akis yeri. Akseden yer. (Ayna güneşin ma'kesi olduğu gibi.)

MA'KİD : Ottoman Turkish

Düğüm yeri. Bağ. Akdedilecek yer

MA'KUD : Ottoman Turkish

(U, uzun okunur) Akdolunmuş, bağlanmış, düğümlü, bağlı

MA'KUL : Ottoman Turkish

Akla yakın, aklın kabul edeceği

MA'KUL-ÜL-MA'NA : Ottoman Turkish

Bir sebebe, illete ve maslahata dayanan şer'i mesele. (Fakat, hakiki sebeb ise emr-i İlâhidir.) Bir hikmete ve bir maslahata binâen tercih edilmiş veya o hükmün teşriine müreccih olmuş olan şer'i mes'ele. (Bak: Taabbüdi)

MA'KULAT : Ottoman Turkish

(Ma'kul. C.) Aklın uygun bulduğu, ancak akıl ile bilinir ve nakle müstenid olmayan meseleler ve ilimler. (Bak: Akliyat)

MA'KULE : Ottoman Turkish

Diyet

MA'KULİYET : Ottoman Turkish

Akla uygunluk, mantıki oluş. * Menkul olmayış

MA'KUM : Ottoman Turkish

Kapalı

MA'KUS(E) : Ottoman Turkish

Tersine dönmüş, aksetmiş, başaşağı çevrilmiş, zıddı. * Uğursuz